Kıyametin başlangıcı Sur'a üfürülmesi ile olur. Bu, dünyanın ve bütün evrenin toplu yıkımının ve sonun başlangıcının işaretidir. Artık geriye dönüşyoktur. Bu, dünya hayatının tamamen bitip herkes için gerçek hayatın, yani ahiretin başladığının sesidir. Bu ses, inkar edenlerin kalplerinde kesintisiz ve sonsuza dek taşıyacakları korku, dehşet, yılgınlık ve şaşkınlığı başlatan ilk sestir. İman etmeyenlerin bundan böyle, sonsuza değin geçirecekleri zorlu günlerin başladığının habercisidir. Müddessir Suresi'nde kıyamet gününün inkarcılar için nasıl bir an olduğu şöyle haber verilmiştir:
Çünkü o boruya (sur'a) üfürüldüğü zaman. İşte o gün, zorlu bir gündür. Kafirler içinse hiç kolay değildir. (Müddessir Suresi, 8-10)
Sur'a üfürülmesi, elbette ki inkarcılarda büyük bir dehşet ve huzursuzluk yaratacaktır. Kaynağı görülemeyen, algılanamayan, tanımlanamayan ürperti verici bir ses, tüm dünyayı kaplayacak, insanlar büyük bir olayın başladığını hissedeceklerdir. Sur'un sesini duymanın verdiği huzursuzluk, giderek panik ve dehşete dönüşecektir. Sur'a üfürülmesinden sonra birbiri ardına gelecek olan olaylar ise, bu dehşeti hayal edilemeyecek bir seviyeye çıkaracaktır.
Yeryüzünün Yıkımı
Kuran'da bildirildiğine göre, Sur'a üfürülmesini büyük bir sarsıntı ve kulakları patlatırcasına gelen bir gürleme takip eder. Bu anda insanlar artık korkunç bir felaketle karşı karşıya olduklarını anlamışlardır. Dünyanın ve yaşamın yok olmakta olduğu iyice ortaya çıkmıştır. Bu nedenle de dünya üzerindeki şeylerin değeri bir kaç saniye içinde sıfıra iner. Kıyametin yalnızca gürültüsü bile insanlar arasındaki bütün dünyevi bağları kopartıp parçalamaya yeterli olur. İnsanlar, artık yalnızca bir kaçıp kurtulma duygusuyla dolmuşlardır. Korku her yeri kaplamış, herkes kendi derdine düşmüştür:
Fakat "kulakları patlatırcasına olan o gürleme" geldiği zaman, kişi o gün, kendi kardeşinden kaçar. Annesinden ve babasından, eşinden ve çocuklarından. O gün, onlardan her birisinin kendine yetecek bir işi vardır. (Abese Suresi, 33-37)
Yerin, şiddetli bir sarsıntı ile sarsıldıktan sonra yaratıldığından beri içinde barındırdığı, artık hiçbir anlam ve değeri kalmayan hazinelerini ve sırlarını dışarı çıkaracağı Kuran'da haber verilir:
Yer, o şiddetli sarsıntısıyla sarsıldığı, yer ağırlıklarını dışa atıp-çıkardığı ve insan: "Buna ne oluyor?" dediği zaman; o gün (yer), haberlerini anlatacaktır. Çünkü senin Rabbin, ona vahyetmiştir. (Zelzele Suresi, 1-5)
Korkunç bir gürültü, ardından yerin şiddetle sarsılması ve bir de yeraltındaki maddelerin volkanik patlamalarla her yandan dışarı boşalması, dünya üzerindeki herşeyin değerini bir anda yok etmiştir. İnsanlar bu ana kadar bu şeylere çok önem vermektedirler. Örneğin evleri, işyerleri, arabaları, tarlaları onlar için çok önemlidir. Tüm hayatlarını iyi bir ev satın alıp içinde oturmak üzerine kurmuşolabilirler. Ancak bunların ne kadar geçici amaçlar olduğu kıyametin daha ilk dakikalarında ortaya çıkar. İnsanların hayatlarını adadıkları yapılar, kağıttan bir ev gibi bir anda yıkılıp yok olur. Hayatını içinde çalıştığı şirkette yükselmeye adamışolan bir insan, artık bir hiç haline gelmiştir. Bir ülkede iktidarı ele geçirmek için çaba harcamışolan bir başkası da aynı korkunç durumdadır. Çünkü artık ortada ülke kalmamıştır... Allah rızası için yapılmışibadetler dışında herşey anlamını yitirmiştir. Kuran'da bildirildiği gibi, "O, 'herşeyi batırıp gömen büyük-felaket' (Kıyamet) geldiği zaman. O gün, insan, neye çaba harcadığını düşünüp-anlar. Görebilenler için cehennem de sergilenmiştir." (Naziat Suresi, 34-36