Akabe Forum Radyo
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


İslami makaleler
 
AnasayfaGaleriLatest imagesKayıt OlGiriş yapRadyo DinleMp3 Dinle Kur'an Dinledini bilgi yarismasi

 

 Salat ve selam senin icindir Ey Nebi...

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
nurun_alanur
Admin
nurun_alanur


Mesaj Sayısı : 153
Points : 387
Kayıt tarihi : 30/08/09
Nerden : almanya

Salat ve selam senin icindir Ey Nebi... Empty
MesajKonu: Salat ve selam senin icindir Ey Nebi...   Salat ve selam senin icindir Ey Nebi... EmptyÇarş. 30 Eyl. 2009 - 16:35

Salât ve selam Senin içindir 'Ey Nebî!'



Efendiler Efendisi’ne (sas) her
fırsatta salât u selam getirmemiz ona karşı vefamızın gereğidir. Çünkü,
salât u selamlarla onu her anışımız, hem onun peygamberliğini bir
tebrik, hem getirdiği saadet-i ebediye müjdesine karşı bir teşekkür ve
hem de bildirdiği fermanlara itaatimizi ve biatımızı yenilememiz
manasına gelmektedir.


Efendiler Efendisi’ne salât u selâm okumakla, ahd-ü peymanımızı
yenilemiş, ümmeti arasına bizi de dahil etmesi isteği ile kendisine
müracaat etmiş oluyoruz. “Seni andık, Seni düşündük; Salat ve selam senin icindir Ey Nebi... Allahim Teala’ya Senin kadrini yüceltmesi için dua ve dilekte bulunduk” demiş ve “Dâhilek ya RasulSalat ve selam senin icindir Ey Nebi... Allahim / Bizi de nurlu halkana al ey Salat ve selam senin icindir Ey Nebi... Allahim’ın Rasulü!..” talebimizi tekrar ederek onun engin şefkat ve şefaatine sığınmış oluyoruz.

Salât u selama Efendimiz’den daha çok biz muhtaç bulunuyoruz. Ona
müracaatımızla mevcudiyetini, büyüklüğünü kabullenmiş ve küçüklüğümüzü,
hiçliğimizi ilan etmiş; aczimiz ve fakrımızla beraber, şiddetli ve çok
büyük bir günün endişesiyle melce ve mencâ olarak Resul-ü Ekrem’e
dehâlet etmiş, arz-ı ihtiyaç ve arz-ı halde bulunmuş oluyoruz.


“Salât”, tebrik, dua, istiğfar, rahmet gibi anlamlara gelmektedir.
Salât kelimesinin çoğulu “salavât”tır. Kur’ân’da buyurulur ki: “Salat ve selam senin icindir Ey Nebi... Allahim
ve O’nun melekleri Peygamber’e hep salât ederler. Ey mü’minler, siz de
Ona salât (ve dua) edin ve samimiyetle selam verin.” (Ahzab, 33/56) Bu
âyeti kerimeyle, Peygamberimize salât ve selamlar getirip hürmetlerini
arz etmek her müslümanın yapması gerekli olan bir görevdir. Her
müslüman en azından “Âllâhümme salli alâ Muhammed - Allâhım rahmet ve
bereketin Efendimiz Hazreti Muhammed üzerine olsun” diyerek salât
getirmek mecburiyetindedir.


Efendimiz, “Yanında benim adım anılıp da bana salât getirmeyen kişinin
burnu sürtülsün, hakarete uğrasın.” buyurmuştur. Bu hususta; bazı
alimler, “Hz. Peygamber’in adı ne kadar anılırsa anılsın bir defa salât
edilmesi yeterlidir.” derken, alimlerin çoğunluğu ise, “Efendimiz’in
adı her anıldığında salât u selam getirilmesi gereklidir.” demiştir.
Bazıları, insanın, ömründe bir kere salât u selam getirmesinin vâcib
olduğunu söylerken, İmam Şâfi gibi kimseler de nâm-ı celil-i Muhammedî
her anıldığında hemen salât u selamla Ona senâda bulunmak gerektiği
kanaatindedirler.


Salât u selam meselesine vefa borcu nazarıyla bakmak lazım. Efendimiz’e karşı borçluyuz. Salat ve selam senin icindir Ey Nebi... Allahim,
bazılarımız için ağır gelebilecek şekilde her an o borcu ödüyor olma
şuuru içinde bulunmakla bizi mükellef kılmamış. Her an O’nu hatırlıyor
olma, O’na hiç durmadan salât u selam getirme teklifinde bulunmamış.
Fakat, biz zaten O’nun getirdiği dinin hükümlerine riayet ettiğimizde
bir yönüyle O’na karşı medyuniyetimizi de sürekli dile getirmiş
oluyoruz. Günde beş defa minarelerimizden olduğu gibi gönüllerimizden
de yükselen ezanımızı düşünelim. Her namaza yürüyüşümüzde, “Gök nûra
gark olur nice yüz bin minareden, Şehbâl açınca rûh-u revân-ı
Muhammedî; Ervah cümleten görür “Salat ve selam senin icindir Ey Nebi... Allahimu
Ekber”i, Aks eyleyince arşa lisân-ı Muhammedî.” (Yahya Kemâl)
sözlerinin hakikatini seslendiriyor ve önce ezanla vefamızı ilan
ediyoruz.


Zât-ı Uluhiyet’in yanında Efendimizin nâm-ı celîlini de anıyoruz. “Lâ ilahe illSalat ve selam senin icindir Ey Nebi... Allahim”ın,
“Muhammedün rasûlullah “tan ayrılamayacağını, şehadetin ancak ikisini
beraber söylemekle gerçekleşmiş olacağını gösteriyoruz. Üstad
Hazretleri’nin de Mektubât’da belirttiği gibi, kelime-i şehadetin iki
kelâmının birbirinden ayrılamayacağını, onların birbirini tazammun ve
isbat ettiğini, biri birisiz olmayacağını ifade ediyoruz. Evet, madem
Peygamberimiz (aleyhissalâtü vesselâm) Hâtemü’l-Enbiyadır, bütün
enbiyanın vârisidir. Elbette O, bütün vusûl yollarının başındadır. Onun
cadde-i kübrâsından hariç hakikat ve necat yolu olamaz. Umum ehl-i
marifetin ve tahkikin imamları, Sadi-i Şirazî gibi derler: “Ey Sâdî!
Muhammed’i (sallSalat ve selam senin icindir Ey Nebi... Allahimu aleyhi ve sellem) örnek almadan bir kimsenin selâmet ve safâ yolunu bulması imkânsızdır.”


Gözümüz Seninle aydın Ya ResulSalat ve selam senin icindir Ey Nebi... Allahim




Cenabı Hakk’ın isminin yanında Efendimizin de adının bulunmasıyla
alakalı Endülüslü büyük alim Kadı Iyaz, Şifa-i Şerif’inde şunu
nakleder: Hazreti Âdem, kendisine yasaklanan meyveden yedikten sonra
Cenâbı Salat ve selam senin icindir Ey Nebi... Allahim’a Efendimiz’i şefaatçi ederek yalvarmış; “Muhammed hürmetine beni affet!” demiştir. Salat ve selam senin icindir Ey Nebi... Allahim Teâlâ’nın, “Sen Muhammed’i nereden biliyorsun?” sorusuna karşılık da, “Ben, Cennet’in kapısında ‘Lâ ilâhe illSalat ve selam senin icindir Ey Nebi... Allahim,
Muhammedun rasûlullah’ yazısını gördüm. İsmi, Senin İsm-i Şerifi’nin
yanında anılan biri, Sen’in yanında en kıymetli olsa gerek!” şeklinde
cevap vermiştir. Bazı kitaplarda rivayet edildiğine göre, ezanı işiten
kimse, birinci “Eşhedü enne Muhammeden Rasûlullah” denilince: “SallSalat ve selam senin icindir Ey Nebi... Allahimu aleyke ya RasûlSalat ve selam senin icindir Ey Nebi... Allahim = Salat ve selam senin icindir Ey Nebi... Allahim sana salât etsin, ey Salat ve selam senin icindir Ey Nebi... Allahim’ın Peygamberi!” der. İkinci defa, “Eşhedü enne Muhammeden Resûlullah” denilirken de “Karret aynî bike, ya RasûlSalat ve selam senin icindir Ey Nebi... Allahim = Gözüm seninle aydın oldu/olsun, ey Salat ve selam senin icindir Ey Nebi... Allahim’ın
peygamberi!” der. Bunları söylerken de, baş parmaklarının uçlarını
öperek gözlerine sürer ki, bunun müstahab olduğu ifade edilir. Gözüm
seninle aydın oldu... ne güzel bir söz. Hani, Türkçemizde “göz
aydınlığı” tabirini kullanırız.. çocuğu doğana, oğlu askerden gelene,
evladını evlendirene... hep “gözünüz aydın olsun” deriz ya!. İşte
“Karret aynî bike ya RasûlSalat ve selam senin icindir Ey Nebi... Allahim
sözünün karşılığı da aynı manadır. Yani, onun nam-ı celilinin her ilan
edilişinde âdetâ yeni bir viladete, yeni bir vuslata ve bambaşka bir
şeb-i arûsa şahit oluyor gibi “Ya Rasûlullah, Seninle gözümüz aydın
oldu” deriz: Sen geldin her şey karanlıktan kurtuldu, her varlık ışığa
gark oldu. Sen geldin, gözlerimizin içi aydınlandı, kalbimiz
aydınlandı, dünya aydınlandı, ukbaya giden yollar aydınlandı. Sen
geldin, yürüdüğümüz yollar nurlandı, adımımızı atacağımız, ayağımızı
basacağımız yerler aydınlandı.


Zaman Gazetesi Ailem Dergisi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Salat ve selam senin icindir Ey Nebi...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Akabe Forum Radyo :: (¯`·.(¯`·.____ HZ.PEYGAMBER EFENDİMİZ ____.·´¯).·´¯) :: Peygamber Efendimiz (S.A.V)-
Buraya geçin: