Bu
zamanda avam-ı mü'mininin tam itimad etmesi ve iman hakikatlarını
tereddüdsüz ders alması için, öyle muallimler lazım ki; değil dünya
menfaatlarını, belki ahiret menfaatlarını dahi ehl-i imanın menfaat-i
uhreviyesine feda ederek o ders-i imanide her cihetle şahsi faidelerini
düşünmeyip yalnız ve yalnız hakikatlara, rıza-i İlahi ve aşk-ı hakikat
ve hizmet-i imaniyedeki şevk-i hak ve hakkaniyet için çalışsın. Ta her
muhtaç, delilsiz kanaat edebilsin, bizi kandırıyor demesin ve hakikat
pek çok kuvvetli olduğunu ve hiçbir cihetle sarsılmadığını ve hiçbir
şeye alet olmadığını bilsin, ta imanı kuvvetlensin ve o ders ayn-ı
hakikattır desin, vesvese ve şüpheleri zail olsun.