Mesaj Sayısı : 510 Points : 1334 Kayıt tarihi : 18/09/09 Nerden : İstanbul
Konu: ULU BİR ÖĞÜT Cuma 16 Ekim 2009 - 20:29
ULU BİR ÖĞÜT
"Sevdiklerimizi sırf Allah için sevmenin¸ yolunda mal ü canı fedâ etmenin¸ dâima hayır ve hasenâtta bulunmanın dünya ve âhiret saâdetimize vesîle olduğunu bir ân bile hatırdan çıkarmamak bizim için en kârlı yoldur."
Cenâb-ı Hak¸ Nahl Sûresi 125. ayette¸ " (Ey Rasûlüm)¸ sen Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle çağır …" denilmektedir. Lokman aleyhisselâmın oğluna öğüt verdiği ise şöyle ifade edilmektedir: "Lokman oğluna öğüt vererek¸: Yavrucuğum! Allah'a ortak koşma. Doğrusu şirk büyük zulümdür¸ demişti." (31/Lokman Sûresi¸ 13. ayet).
Peygamberlerin yolundan giden âlimler de va'z u nasîhati hiçbir zaman elden bırakmamışlardır. Bu hususta manzum ve mensûr nice eserler kaleme aldıklarını bir önceki yazımızda da (Somuncu Baba Dergisi¸ Sayı 105¸ s.10-13) ifade ederek Osman Hulûsi Efendi'nin nasihatlarından bir nebze olsun bahs etmiştik.
Bu sayımızda ise yine Es-Seyyid Osman Hulûsî Efendi'nin öğütlerini ihtivâ eden iki nazmını ele alacağız:
Kendi ifâdesiyle "En büyük öğüt! …" olarak belirtilen bu manzumelerde öncelikle Allah'ın has¸ hâlis bir kulu olabilmek için¸ insanların kınamalarına aldırmadan¸ dünyanın her türlü varlıklarına aşırı tutkuyu bir tarafa bırakıp¸ samimiyetle ve ihlâsla O'na yönelmeyi öğütlemektedir. Allah'a yönelmek¸ O'nun rızâsına ermek ise öncelikle gönlümüzden mâ-sivâyı çıkarmakla¸ gönül aynamızı manevî kir ve paslardan pâk eylemekle mümkün olacaktır. Böyle olursa ancak Cenâb-ı Hakk'ın cemâli tecellî edecektir.
Cemâle ermek kolay değildir. Bunun için de Hulûsî Efendi bizlere¸ gerçek mü'min olabilmek için bülbülün güle âşık olduğu gibi¸ Hâlık-ı zü'l-Cemâl'e sıdk ile bağlanmayı tavsiye etmektedir. Yâr-ı hakîkî ancak böyle olur. Boşu boşuna kavga edip¸ dünyevî menfaatler uğruna birbirimizle da'vâlı olmanın ne dünyamıza ne de âhiretimize faydası olacaktır. Yapılacak iş¸ dünyalık dostlara karşı uyanık olmak¸ hevâ ve hevesimizin istek ve arzularına karşı durmak¸ Hakk'ın yolundan bir ân bile olsa ayrılmamaktır. Sevdiklerimizi sırf Allah için sevmenin¸ yolunda mal ü canı fedâ etmenin¸ dâima hayır ve hasenâtta bulunmanın dünya ve âhiret saâdetimize vesîle olduğunu bir ân bile hatırdan çıkarmamak bizim için en kârlı yoldur.
İşte Hulûsî Efendi¸ birçok eserinde olduğu gibi¸ aşağıya aldığımız iki manzumesinde de bu hakîkatleri terennüm etmektedir. O halde bize de bu kutlu öğütlerden kendimize hisse çıkarıp¸ hayatımızı ona göre tanzim etmek düşmektedir.
Cenâb-ı Hak bizi¸ Rasûlünün ve sevdiği kullarının yolunda dâim eylesin.
I. MANZUMENİN METNİ:
Hakk'a yönel azm eyle
Yâr ola gel gel yâr ola gel gel
Bir nefes şu bezm eyle
Yâr ola gel gel yâr ola gel gel
Sevdiğini hep unut
Yârin öğüdünü tut
Budur ulu bir öğüt
Yâr ola gel gel yâr ola gel gel
Ârı dilerlerse ver
Varı dilerlerse ver
Cânı dilerlerse ver
Yâr ola gel gel yâr ola gel gel
Gam koma âyînene
Dost aça yüz dîdene
Taşlar urup sînene
Yâr ola gel gel yâr ola gel gel
Tuttuğun ol dâmeni
Sıdk ile tut bil anı
Sen de ara bul anı
Yâr ola gel gel yâr ola gel gel
Hulûsîyâ dost yüzün
Görmeye ayân gözün
Tâ ki yitirip özün
Yâr ola gel gel yâr ola gel gel
I. MANZUMENİN MA'NÂSI:
Bir nefes bile olsa¸ gerçekten samimi bir şekilde her türlü gayreti sarf ederek Cenâb-ı Allah'a yönel de O'nun has hâlis kulu ol. O halde sen¸ gel de gerçek dost ol¸ gerçek dost.
Böyle bir kul olmaya karar verdiğin zaman Allah'tan başka ilgilerini kes. Sadece o gerçek dostun öğüdüne kulak ver. O'nun öğütleri en yüce¸ en ulu öğütlerdir. O halde sen¸ gel de gerçek dost ol¸ gerçek dost.
O yüce Allah'ın kendisinin hakîkî dostu olmak istersen kınayanların kınamasına aldırış etmeden varlıklarını o yolda harca. Hatta gerekirse O'nun yolunda canını bile vererek gerçek dost ol¸ gerçek dost.
Gönül aynasında hiç bir zaman dünyanın gamını¸ kederini koyma. Senin gözünde hep Allah'ın nûru parlasın dursun. Bunun için bağrını başını döv de gerçek dost ol¸ gerçek dost.
Allah yoluna girmiş ve bu yolda gidenlerin eteğine yapışmışsan samimiyetle bu yolda devamlı ol. Böyle sağlam yollara gir de gerçek dost ol¸ gerçek dost.
Ey Hulûsî! Dostun yüzünü apaçık görebilmek için kendinden geçmelisin. Eğer böyle yaparsan gerçek dost olursun¸ gerçek dost.
II. MANZUMENİN METNİ:
Bülbül isen güllere
Yâr ola gel gel yâr ola gel gel
Âşık isen dil-bere
Yâr ola gel gel yâr ola gel gel
Yok yere da'vâyı ko
El ile kavgâyı ko
Gayrı temennâyı ko
Yâr ola gel gel yâr ola gel gel
Bakma sivâ dostuna
Uyma hevâ dostuna
Canla Hudâ dostuna
Yâr ola gel gel yâr ola gel gel
Ömrünü sattın hiçe
Geçti günün haylice
Durmayıp gündüz gece
Yâr ola gel gel yâr ola gel gel
II. MANZUMENİN MA'NÂSI:
1. Ey dost! Eğer bülbülü kendine örnek alıyorsan¸ sen de onun gibi gerçek dost ol gerçek dost. Şayet bir güzele âşıksan o zaman da gerçek dost ol gerçek dost.
2. Ey dost! Boş yere iddiada bulunma. Elâlem ile kavga edip durma. Allah'tan ve O'nun rızâsından başka arzûların peşinde dolaşma. Gerçek dost ol gerçek dost.
3. Ey dost! Allah'tan başkalarını yegâne dost bilenlere hayranlıkla bakıp durma. Kendi arzu ve isteklerin peşinden gidenlere de uyma. Canla başla Allah'ı dost bilenlerle dost ol.
4. Ey dost! Hayatından nice yıllar geldi geçti. Ömrünü boş yere harcadın. Geri kalan vakitlerinde gece gündüz durmadan çalış da Cenâb-ı Hakk'ın gerçek dostu ol¸ gerçek dostu.