Akabe Forum Radyo
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


İslami makaleler
 
AnasayfaGaleriLatest imagesKayıt OlGiriş yapRadyo DinleMp3 Dinle Kur'an Dinledini bilgi yarismasi

 

 ATM'de sahte para şoku

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
YILDIZIM
Admin
YILDIZIM


Mesaj Sayısı : 1718
Points : 4204
Kayıt tarihi : 03/09/09

ATM'de sahte para şoku Empty
MesajKonu: ATM'de sahte para şoku   ATM'de sahte para şoku EmptyÇarş. 28 Ekim 2009 - 15:52

Bir okurum mektupla veya telefonla bildirse inanın hemen 'acaba' derim.

Hatta inanmam... Ama baştan sona kendim yaşamışsam... Yani benim başıma gelmişse ve yüzde bin emin isem. İşte bunu okurumla paylaşırım. Vakıflar Bankası kusura bakmasın. Hele Artvin'deki en yetkili kişisi. Zaten ATM'lerde kamera var. İsterlerse bakarlar. Benim elimde de sahte 100 lira...

Olay 20 Ekim akşamı yaklaşık 20.00 civarında oldu. Karafan Oteli'nde kalıyorum. Bir baktım otelin hemen yanında Vakıflar Bankası ATM'si. Emekli maaşımdan 400 lira çekmek istedim. Çektim de... Ama genelde kredi kart kullandığım için 3 tane 100 lirasını İstanbul'a getirdim. Sabah oğluma hiç dikkat etmeden birini verdim. Öğleye doğru bir telefon. "Baba bana verdiğin para sahte çıktı?" Bir an kan başıma doldu. Ama en son bana para veren kim, nereden geldi bu 100 lira hemen anımsadım. Artvin'deki Vakıflar Bankası ATM'si... İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi kantinindeki görevli, 100 lirayı alır almaz sahte olduğunu anlamış. Bizim delikanlı ise... Tabii ki şimdi ben neyi, nasıl ispat edeceğim? Para iki ün önce Artvin'den geliyor. O saniye fark etsem, ertesi gün Artvin'de bir Vakıflar Bankası'na gitsem tamam da... Ama gazetecilik refleksi ile Vakıflar Bankası Bostancı Şubesi'ne gittim. Müdür yardımcısı "İmkânsız" deyip tüm teknik bilgileri verdi. Paralar makinede sayılıyormuş, paranın üzerinde bir şey varmış falan filan. Hepsi doğrudur.

Ama ben müdüre hanıma mı, yoksa yaşadıklarıma mı inanayım? Devlet bankası Vakıflar Bankası'nın Artvin'deki ATM'sinden resmen sahte 100 lira çıktı. Teknik öyle böyle beni ilgilendirmez. Üç yüzlüğün arasında bir tane sahne yüzlük... Parayı da hukuk fakültesi kantincisi fark etti. İşte tanıklar ve belgeler. Dediğim gibi ATM'nin kamerası var. Sahte parayı kime vereceğimi de bilemiyorum. Şayet Vakıflar Bankası isterse hemen gönderim. Çok başarılı bir fotokopi...

Devlet bankası ATM'sinden sahte para çıkması ilginç değil mi? Herkes para gelince kontrol etsin, benim gibi enayi yerine konmasın.

"Güneri Ağabey ile caz konseri dinlemenin ne gibi kötülüğü olur"

Başak Sayan, 'Medyanın yükselen yıldızı' başlıklı yazıma çok üzülmüş. Ama yine de duruşu çok asil... İşte böyle yanıtlara, açıklamalara, hak aramalara can kurban. Yüzde yüz haklı bile olsam Başak'ın bu tavrına karşı haksız olmayı tercih ederim. Bu kadar kibar kalabilen bir genç kızı üzmek, halkın gözünde küçük düşürmek neye yarar ki? Varsın millet beni kötü bilsin. Yıllarca idealist olmak için çırpındın da elime ne geçti? Kim anladı, kim aferin dedi? Tamam güzel kardeşim. Her dediğine inanıyorum. Ve seni yolunda sonuna dek destekliyorum. Üzdüğüm için özür diliyorum. Beni affet. Sadece şunu rica ediyorum. Senden hiç nefret etmedim. Sen bana ne yaptın ki? Ayrıca ben kimseden nefret etmem. Beş dakika sonra her şeyi unuturum.

İşte Başak Sayan'ın gönderdiği duygu yüklü, saygılı ve seviyeli açıklaması:

"Ben hiçbir şeyi kolay elde etmedim. Evet, ben küçücük rollerle başladım iş hayatıma. Minik, önemsenmeyen rollerdi ama bununla gurur duyuyorum. Dünyanın her yerinde oyuncular küçük rollerle başlar, şanslılarsa ilk işlerinde öyle olmaya da bilir. Bu utanılacak bir durum değildir. Bana kimse hiçbir şeyi altın bir tepside sunmadı. Kendimi her yaptığım işte ispat ederek geldim şu ana. Zaman zaman neden başkaları gibi kolayca olmuyor dediğim anlarda oldu. Ama herkes kendi kaderini yaşıyor. Belki de Allah bu zorlukları, ben istediğim noktaya gelince, bu kadar zorluk çekmemiş başka birinden daha fazla minnettar olayım diye, daha fazla değerini bileyim diye yoluma çıkarıyor. Böyle düşünmek beni ayakta tuttu. Yoksa benle beraber başlayanlar gibi çoktan vazgeçmiş, gitmiştim.

Bu kadar zorluk yaşayıp da yoluna devam etmeye çalışırken kimseden aferin beklemiyorum ben, hayal ettiğim işi yapmaya çalışıyorum. Ama bu kadar ağır ithamları da hak ettiğimi düşünmüyorum.

Güneri Civaoğlu hikâyesine gelince; Güneri Bey, benim büyüğümdür, çok saydığım, sevdiğim, önemli bir şey yapacaksam fikrini aldığım biridir. Tüm bu iddialar karşısında susup oturmak artık beni daha fazla üzmeye başladı. Birlikteki baş başa da değil, her ne kadar fotoğraftan sadece ikimizi bassalar bile caz konseri dinlemenin ne gibi kötülüğü olabilir? Bir TV programının yapıldığı yere saat 21.30'da bırakmanın ne kötülüğü olabilir? Sanki bar çıkışı gece yarısı çekildi. Oradaki sinir de neden çekiyorsunuz siniri değildi. Bunun nedeni çeken kişinin üslubuydu. O üslup çileden çıkarmıştı.

Her neyse... Bunları açıklamak istemiyorum aslında tek tek. Dediğim gibi hissettiğim dostluk ve iyi niyetin ardından gelen bu yazının meydana getirdiği hayal kırıklığı ve üzüntü ile yazdım. Başkası olsa yine yazmazdım. Kimseden takdir beklemiyorum. Küçük roller oynayarak geldim ve bundan gurur duyuyorum. Bundan sonra çooook büyük roller oynamak için deli de olmuyorum çünkü ben sevdiğim işi yapıyorum ve Allah'a her gün bunun için şükrediyorum.

Belki 'Buradan bir haber daha çıkarır, nasıl daha fazla hırpalarım' diyebilirsiniz. Nefretinizin nedenini anlamamış olsam da size iyi günler dilemekten başka bir şey diyemem. Umarım bir gün ne hissettiğimi anlarsınız. Ama benim gibi canınız yanmadan, üzülmeden... Her şey gönlünüzce olsun... Hoşça kalın..."

Çelişki bile değil resmen komedi

TV dizilerinde basın danışmanlığı yapan arkadaşların işi çok zorlaştı. Bir yanda magazin gazetecilerini boykot eden TV dizi oyuncuları, diğer yanda imzacıları boykot eden magazin gazetecileri... Basın danışmanları veya yeni ismi ile iletişim koordinatörleri iki arada bir derede kaldılar. Çok basit bir örnek... Ayla Eyüpoğlu'nun dünkü durumu. TRT ekranlarına gelen Bahar Dalları dizisini yazılı basında tanıtmaya çalışıyor. Dizide Oktay Kaynarca konuk oyuncu olmuş. Bir bölümde polis olacak. Arkadaşlarına destek oluyor. Ama Oktay da geçen gün bağıra bağıra "Bizi yazmasınlar, bizim fotoğraflarımızı çekmesinler. Biz rahat olmak istiyoruz. Bizim medyaya ihtiyacımız yok" diye bağırıyordu. Zaten bu gazete ilanına imza atma işini de Oktay organize etmiş. (Ama ilan için 3 bin 500 lirayı kimin verdiğini söylemiyor) Peki şimdi ne olacak? Ayla gazetecilere "Oktay konuk oyuncu olacak, sete gelin" dedi. Oktay "Çekmeyin, bizi yazmayın" diyor. Bir çelişki var ki sormayın. Haa bu arada Ayla'nın eşinin de çalıştığı gazete Oktay ve arkadaşlarına acayip sallıyor.

Ünlülerle görüntülü konuşma...

Neler görmeye, neleri yaşamaya başladık. Avea'nın şu son yaptığına bakın. Ünlü kişilerle görüntülü konuşma imkânı sağlıyor. Abonelerini hayranı olduğu ünlülerle görüntülü görüşme yaptıracak. Tabii bunun için pek çok sanatçısı olan ve teknolojiye çok sıcak bakan Avrupa Müzik ile anlaştı. Avrupa Müzik sanatçıları örneğin; Özcan Deniz, Hande Yener'den Teoman'a, Özgün'den Yalın'a Kibariye'den, Ebru Yaşar'a dek pek çok süper ünlü sanatçıyı kadrosunda barındırıyor. "Biz güya gazeteci halimizle bu kişileri bulamazken, Avea nasıl yapacak bu işi" deyip araştırdım. Meğerse olay "Ünlülerle Görüntülü Konuşma Servisi" imiş... Size özel oluşturulacak sistemle önceden planlanan ve duyuruları yapılan tarih ve saatte hayranı olduğunuz ünlü için randevu verilecek. Siz de o dakikada arayınca hayranı olduğunuz sanatçı pat diye ekrana karşınıza gelecek. Birbirinize bakıp sohbet edeceksiniz. Nasıl müthiş bir şey değil mi? Ünlüler ve fanları arasındaki iletişimde çığır açacak bu teknolojinin ilk konuğu son günlerin en popüler pop yorumcusu Bengü olacak... 2009 yılının en iyi albümü "İki Melek"e imza atan Bengü, 3G teknolojisiyle aynı anda yüzlerce hayranıyla görüntülü sohbet edecek. Bu görüntülü konuşma esnasında hayranlarından gelecek soruları da yanıtlayacak. Bengü'yü ben de arıyorum. Acaba Avea'ya geçip bu yolla mı ulaşsam?

"Bir Fincan Kahve"

Bravo Fatih Belediyesi'ne... Çok hoş bir işe destek olmuş. "Bir Fincan Kahve" adlı sohbet ve müzik programı farklı proje... Aylin Şengün Taşçı ve Jale Şengün'ü ayrıca kutlarım. Olay şu; her ay Fatih Ali Emiri Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilecek. İlki 30 Ekim 2009 Cuma akşamı saat 20.00'de olacak. İlk programın konukları Serap Mutlu Akbulut ve Tülin Korman. Kahve kültürü ve 'Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır' konusu üzerine konuşulacak, beş değerli saz sanatçısı eşliğinde şarkılar söylenecek. Ve tabii Tülin Korman Hoca 'Gel Ey Denizin Nazlı Kızı' şarkısını o nefis yorumuyla söyleyecek. Serap Mutlu Akbulut Hanımefendi'nin zarif sesiyle mest olunacak. Etkinlik ücretsiz. 'Bir Fincan Kahve' umarım diğer belediyelere de örnek olur. Türk sanat müziği işte böyle yaşatılır, böyle gençlere sevdirilir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
ATM'de sahte para şoku
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Trabzonspor'da Yattara şoku
» Sahte deterjan ve bozuk kuru pasta operasyonu
» Altın Portakal'da haciz şoku
» SAHTE SEVGİLER DÜNYASI
» Çalışana grip şoku! Ücretler düşebilir

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Akabe Forum Radyo :: (¯`·.(¯`·.____GÜNCEL KONULAR____.·´¯).·´¯) :: Basın & Haberler & Aktüel-
Buraya geçin: