Akabe Forum Radyo
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


İslami makaleler
 
AnasayfaGaleriLatest imagesKayıt OlGiriş yapRadyo DinleMp3 Dinle Kur'an Dinledini bilgi yarismasi

 

 Ramazan heyecanını siz de tatmak ister misiniz?

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
SeyyaH
Admin
SeyyaH


Mesaj Sayısı : 1117
Points : 2499
Kayıt tarihi : 20/08/09
Nerden : İstanbuL

Ramazan heyecanını siz de tatmak ister misiniz? Empty
MesajKonu: Ramazan heyecanını siz de tatmak ister misiniz?   Ramazan heyecanını siz de tatmak ister misiniz? EmptyPerş. 3 Eyl. 2009 - 14:49

Ramazan heyecanını siz de tatmak ister misiniz? 51335890_272b8b68b8


11 ay gibi zorlu ve çetin bir zamanı geride bırakmış durumundayız. Sonrası ise, azim meyvelerin, bolluk ve bereketin ihsân edildiği ‘ramazan ayı’na tekâbül etmektedir…
Ramazan-ı Şerif’e bir gün kala…
Bu vakit, ramazan kadar olmasa da değer arz eden bir gündür. Çarşıya çıkmak istersiniz, etrafa bakınıverirsiniz. Her kes, ramazan heyecanına bürünmüş bir vaziyette; hazırlığa yönlenmiştir. “Sahura ne alacağım” telaşına bürünmüş kişilere takılır gözlerinize. Etrafta, elinde ramazana dair birkaç şey olmayan birine rastlamanız zor gelir. Ama masum ve bir o kadarda lezzet ifşâ eden bir zamana dalmış ve elinizden geleni yapıp, aralarına karışmak istersiniz durmadan. Girdiğiniz ilk markete dalar ve bu coşkuyu yaşayan kişilere özenerek; onların aldıkları şeyleri almaya başlarsınız. Ve nihayet, sahur için birkaç poşet doldurup; eve gitmek üzere kasaya yönelirsiniz. Fiyatı yüksek gelmiştir, ama olsun. Tadı ve lezzeti güzel olan bu ana, her şey feda edilmez mi!? Nihayet, sahur vakti yaklaşmış, vakit gece olmuşturRamazan heyecanını siz de tatmak ister misiniz? Nokta
Sahur vakti…
Uykudasınız… Bir anda, etraftan davul sesleri kulağınızı yırtarcasına fırlatıverir sizi yatağınızdan. Maniler okunur, komşular uyanamayanları uyanmak için işe koyulur. İlk gündür, bu ses size yabancı gelmiş olabilir. Hatta, içinizde buna isyan edebilecek tipte insanlarımız dahi olacaktır. Dışarıya bakmak için, cama yönelirsiniz ve manzara garip gelmektedir size; tüm ışıklar açık, insanlar caddelere dökülmüş, arabalar vızır-vızır çalışmaktadır. Dışarıda bir güneşin eksik olduğu hissine kapılacaksınız. “Allah’ım!. Bu ne mükemmellik” kelimeleri dökülüverir dudaklarınızdan. Her tarafta bir pırıltı ve bir hareketlilik. Az sonra, hanım “ Bey!. Hadi, sofra hazır “ diye nidâlanır. Riayet gösterir ve o lezzetten inşâ edilmiş sofranıza yürürsünüz. Attığınız her adım, size mübârek olan zamanı iliklerinize kadar işletecektir. Sofraya oturur, önünüzde ki yemeğin sizlere ‘şahid’ olabilmesi için besmele getirir ve yemeğe başlarsınız. Durmadan yer, durmadan içer, durmadan da hamd etmeyi de ihmâl etmezsiniz. Bu sayısız nimetleri gece vaktinde önünüze seren Rabb’e duada bulunursunuz. Bazen de, damla-damla yaşlar süzülüverir gözlerinizden yanaklarınıza.”Ya Rabbi!. Bir kez daha büyüklüğüne şahid oluyorum. Ne ne yücesin!” dercesine haykırmak istiyorsunuz. Ve ezan okumaya az kalmıştır. Koşuşturmalar, hareketlikler… Ağzınızda var olan yemeği, tüketmektir gayeniz. Az sonra “Allah’u Ekber” nidâları çarpar kulaklarınıza. Ama derûni bir sestir bu ses. Midenize indirdiğiniz nimetin üzerine, manevi bir su indirilmiştir tabir-i caizse. Bunun hazzını ve heyecanını tatmaktasınız. Üzerinize düşen sorumlukların en büyüğünü (namaz) yerine getirtip; yatağınıza dönerek şafağın çökmesini beklerisiniz.
Sabah olur, çiçekler tekrardan açar ve kuşların cıvıltıları yüreğinize tiryak olur. Aç midenize, manevî tokluk yaşayan yüreğiniz destek çıkar. İşe gitmek için evden çıkarsınız. Belki de, bu günün hiç geçmesini istemeyeceksiniz bir müddet sonra. Oysaki bu lezzeti tadanlar bilirler; bu zamanın mübarek bir zaman olduğunu. Nefsimizi okşayanın, zincire mahkûm kılındığı bir zamanı.

Akşam olmak üzeredir…
İftara sadece 1 saat vardır. İftara yetişebilmek için, işten erken çıkma yollarına başvurursunuz. Bir yol bulur, işten erken çıkarak varacağınız menzile doğru yol alırsınız. Önce, geçtiğiniz fırının önünden geçerek, içinde yapılan sıcacık ekmeğin kokusunu alır; o ekmeği almak için sıraya girer ve onu elde edersiniz. Değil mi ki, sıcak ekmek; iftarın tadını ısıtır. Ekmeğinizi fırından alıp, eve doğru gitmek için bir otobüse biner, doğruca eve gidersiniz. Ama otobüste dikkatinizi çeken bir şeyler vardır; orda bulunan herkesin elinde birkaç sıcak ekmeğinin var olduğunu görür ve durmadan saatlerine baktıklarına şahit olursunuz. Belli ki, açıkmışlar… Ama manevî tokluk sahasında, manevî sevap golleri atmaktadırlar. Ve şeytana karşı, 1–0 öndedirler. İnmek için, şoförden rica eder ve hayırlı iftarlar duasında bulunarak orayı terk edersiniz. Eve gelmeden önce, etrafa bakınır-durusunuz. Herkeste bir koşuşturmanın var olduğunu ve bir şeyleri yakalama çabasında olduklarını gördükçe sevinir ve yüzünüze tebessüm katarsınız.
Ve ezana sadece 2 dakika vardır…
Ekmeği alır, sofranızın en uç noktasına koyarsınız. Yemekler sıcaktır, belli ki hanım; bayağı çalışkan ve bir o kadar da açtır… TV kanallarını kontrol edersiniz; ve bir de geri sayımı görürsünüz. 60 sn. den başlar, tâa ki ezan okununcaya kadar. Bu zaman bitmek bilmez, ama bazı şeylerin farkına varırsınız: sabır ve sebatın değerini bir kez daha anlamış olur, ve ecrini kapmış olursunuz.
Ve ezan okumaktadır…
Bitmesini bekler, ve bir duaya hep beraber “amin!” dersiniz. Hamd eder, şükr edersiniz… Çünkü hamd edilecek bir durumda iken; şükür edilecek bir çok nimete sahipsiniz… Yüzünüz güler, gönlünüz sevinir. Şimdi iftar zamanıdır…


Hayırlı iftarlar…
Ramazan-ı şerifiniz mübârek olsun.


Ferhat Benek
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.akabefm.tr.cc
 
Ramazan heyecanını siz de tatmak ister misiniz?
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Akabe Forum Radyo :: (¯`·.(¯`·.____Hoşgeldin Ya Şehr-i Ramazan ____.·´¯).·´¯) :: Akabe Ramazan Ayı-
Buraya geçin: