Bayram sevinç günü demektir. Topluca kılınan bayram namazları; Müslümanlar arasındaki birlik ve beraberliğin güzel bir göstergesidir. Bayramlar Müslümanları birbirine yaklaştıran, dargınlıkları ortadan kaldıran, kardeşlik duygularını kuvvetlendiren önemli günlerdir. Bayramlar, Allah"ın mümin kullarına birer ziyafet günleridir.
Bayram sabahı erkenden kalkmalı, yıkanıp temizlenmeli, en iyi ve temiz elbiseleri giyerek güzel kokular sürünmelidir.
Yılda iki dini bayramımız vardır:
1) Ramazan Bayramı.
2) Kurban Bayramı,
Cuma namazı farz olan kimselere, bayram namazlarını kılmak vaciptir. Bayram namazı iki rek'attir. Cemaatle kılınır. Bayram namazlarında ezan okumak, ikamet getirmek yoktur. Bayram hutbesi sünnettir ve namazdan sonra okunur. Cuma hutbesi ise farzdir, namazdan önce okunur.
Diğer namazlardan farklı olarak bayram namazlarının birinci rek'atinda üç, ikinci rek'atinda da üç kere olmak üzere fazladan altı tekbir alınır. Bunlara ''Zevaid'' tekbirleri denir.
Ramazan Bayramı Namazının Kılınışı Birinci Rek'at:
1 ) Cemaat düzgün sıralar halinde imamın arkasında yer alır ve ''Niyet ettim Allah rızası için Ramazan Bayramı namazını kılmaya, uydum imama" diye niyet eder.
2) imam ''Allahu Ekber'' deyip ellerini yukarıya kaldırınca. cemaat de ''Allahu Ekber'' diyerek ellerini yukarıya kaldırıp göbeği altına bağlar.
3) Hem imam, hem de cemaat gizlice ''Sübhaneke''yi okur .Bundan sonra üç kere tekbir alınır. Tekbirlerin alınışı şöyledir:
Birinci Tekbir: imam yüksek sesle, cemaat da onun pesinden gizlice ''Allahü Ekber'' diyerek (iftitah tekbirinde oldugu gibi) ellerini yukarıya kaldırıp sonra aşağıya salıverirler. Burada kısa bir süre durulur.
ikinci Tekbir: ikinci defa ''Allahü Ekber'' denilerek eller yukarıya kaldırılıp yine aşağıya salıverilir ve burada da birincide olduğu kadar durulur.
Üçüncü Tekbir: Sonra yine ''Allahü Ekber'' denilerek eller yukarıya kaldırılır ve aşağıya salıverilmeden bağlanır.
4) Bundan sonra imam, gizlice ''Euzü Besmele'', açıktan fatiha ve bir sure okur .(Cemaat bir şey okumaz, imamı dinler)
5 ) Rüku ve secdeler yapılarak ayağa (ikinci rek'ata) kalkılır ve eller bağlanır .
ikinci Rek'at:
6) imam gizlice Besmele, açıktan da fatiha ve bir sure okur. Sure bitince imam yüksek sesle, cemaat da içinden
(birinci rek'atta olduğu gibi) üç kere daha tekbir alır , üçüncü tekbirden sonra eller baglanmadan, dördüncü tekbir ile rükua varılır, sonra da secdeler yapılarak oturulur.
7) Oturuşta. imam ve cemaat, Ettehiyyatü. Allahümme salli, Allahümme barik ve Rabbena atina... duasını okuyarak önce saga, sonra sola selam verip namazi bitirirler. Namazdan sonra hutbe okunur. Kurban bayramı namazının kılınışı da bunun gibidir. Sadece niyeti değişiktir.
Toplum Barısı Açısından Bayramın Önemi
Bayram; Allah"ı bir, Peygamberi bir, Kitabi bir, ayni kıbleye yönelen, ayni heyecanı taşıyan Müslümanların sevinçlerini paylaştığı mukaddes bir gündür.
Müminler; Allah"ım emrini yerine getirmek maksadıyla, bir ay boyunca imsak vaktinden aksama kadar en tabii hakları olan yemeyi, içmeyi terk ederek insani adeta melekleştiren oruç ibadetinin manevi zevkini duyarlar.
''Düşmanla savaşın küçük cihat, nefisle savaşın büyük cihat'' olarak kabul edildiği bu mücadelede müminler büyük bir zafer kazanarak kulluk imtihanında gösterdikleri basarinin sevincini taşırlar.
Çok mübarek bir gün olan bayramda, kutsal mekanlar olan camilerde topluca ibadet etmenin şuuruna eren Müslümanların arsa yükselen tekbir sesleri, kalbilerimizdeki imanın açık bir delili, yan yana gelerek. omuz omuza vererek cemaat halinde kılınan bayram namazları Müslümanlar arasındaki birlik ve beraberliğin en güzel göstergesidir.
Yüce Allah Kur'an-i Kerim'de:
''Şüphesiz müminler birbiri ile kardeştirler; öyle ise dargın olan kardeşlerinizin arasını düzeltin...'' (53) buyurarak bütün Müslümanların kardeş olduğunu bildirmiş, birbiri ile dargın olanlar varsa, bunların aralarının düzeltilmesini diğer Müslümanlara görev olarak vermiştir .
Müslümanların birlik ve beraberliği üzerine titreyen Sevgili Peygamberimiz de, din kardeşliğine gölge düşüren davranışlardan sakınmanın gereğine dikkatimizi çekerek söyle buyurmuştur:
''Bir müslümanın din kardeşi ile üç günden fazla dargın durması helal olmaz."
Dargınlığın uzun süre devam etmesinin, çok büyük bir günah olduğunu da su sözleri ile ifade etmiştir:
''Bir kimse müslüman kardeşi ile bir sene küs durursa, onun kanını dökmüş gibi günaha girmiş olur.''
Müslümanların arasının açılmasına ve toplumda birlik ruhunun zayıflamasına sebep olan kin, haset ve düşmanlık duygularını kalplerimizden söküp atarak bunların yerine insan sevgisini ve karideslik duygularını yerleştirip, dargınlıklara son verdiğimiz takdirde, bayram iste o zaman gayesine ulaşmış olacaktır.
Dinimiz bütün Müslümanları tek bir vücut olarak kabul eder, insan vücudunun bir tarafında meydana gelen rahatsızlığı vücudun diger kısımları hissettiği gibi, dünyanın neresinde olursa olsun herhangi bir müslümanın karsılaştığı sıkıntıyı da diğer Müslümanların yüreklerinde hissetmesi gerekir. Bugün en çok muhtaç olduğumuz şey bu şuura sahip olmaktır.