Akabe Forum Radyo
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


İslami makaleler
 
AnasayfaGaleriLatest imagesKayıt OlGiriş yapRadyo DinleMp3 Dinle Kur'an Dinledini bilgi yarismasi

 

 KİSRA DEPREMİ VE KİSRA

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Ask-i Hüda

Ask-i Hüda


Mesaj Sayısı : 510
Points : 1334
Kayıt tarihi : 18/09/09
Nerden : İstanbul

KİSRA DEPREMİ VE KİSRA Empty
MesajKonu: KİSRA DEPREMİ VE KİSRA   KİSRA DEPREMİ VE KİSRA EmptySalı 20 Ekim 2009 - 17:21

ALPEREN GÜRBÜZER


Bizanslılar hükümdarlarına Kayser, Türkler Hakan ya da Hünkâr, İranlılar ise Kisra derdi. İranlılar ateşe taparlardı, onun içinde ateşgede onların ibadethanesiydi. Yıllarca bu uğurda hiç sönmemek üzere ateş yakılmış, hatta ateşe tapılmıştı. Tavizsiz bir şekilde ateş etrafında ayinlerini devam ettirmişler ve bu konuda en ufak ihmalkârlık tanrıya saygısızlık olacağını beyinlerine kazımışlardı. Oysaki âlemlere rahmet olarak inmek üzere olan, aynı zamanda semavi kitaplarda geleceği müjdelenen peygamber yeryüzüne daha henüz şeref vermediği dönemlerde bu denli ateşe tapma gibi cahilane tutumlar yüzünden insanlık sürekli kan kaybediyordu.
O’nun gelmesinin işareti sayılan ilk öncü deprem ise İran Hükümdarını yatağından uyandıracak türden o müthiş sarsıntı idi. Öyle ki yatağından fırladığından o çok güvendiği sarayının harabeye dönmesi şaşkına çeviriverdi kendisini. Özellikle sarayın on dört tane sütunundan eser kalmamıştı. Zira Kisra sarayı viraneye dönmüştü. Kisra Sultanı derhal devlet erkânını topladı, bütün bu olanları değerlendirmek için toplantı yapmaya karar verdi. Tam toplantı başlamış derken ikinci sarsıntı niteliğinde diyebileceğimiz haber içeriye ulaştırıldı. Şaşkın gözlerle ateşgede’nin hizmetçisini dinledi. Ateş gede görevlisi:
— Sultanım bütün çabalarıma rağmen sönen ateşi yeniden yakamadım.
Aslında ateşin sönmesi büyük bir depremdi. Çünkü ateş İran için tapınılan bir değerdi, diğer sarsıntılar bir noktada tolera edilebilirdi ama ateşin sönmesi tanrının yaşamasına razı olmamak anlamına gelir ki bu durum İran’ın sonu demekti onlar için.
Peşpeşe gelen olağan üstü haberler toplantıda ele alınırken, bu seferde Save gölünün bir gecede kuruduğu ve cılız akan Semavi deresinin ise taştığı haberi sızınca artçı niteliğinde diyebileceğimiz bir deprem daha yaşadılar. Öncü deprem, deprem ve artçı depremler derken Kisra yerinden kalktı ve meclis üyelerine:
— Haydi, hep beraber ateşgedeye gideceğiz, dedi. Olay mahalline geldiler. Kisra bizzat odunları kendi eli ile kontrol ettiğinde ıslaklık ve nemlilikten eser göremedi. Gerçektende ateşi yakmakla görevli adamın dediklerinin doğru olduğunu bizatihi yerinde görüp bir anlam verememenin burukluğu ile şoke oldu.
Bütün bu üst üste gelen felaket dalgalarının vuku bulması Fil vakasından elli ikinci gün sonra meydana geldi. Yani Amine annemizin anne olacağının günlerine çok yakın zamanda gerçekleşti. Dünya bu tür olaylar sancı çekerken, Amine annemizde hamile kadınlarda görülen sancıların hiçbiri yoktu. O’nu görenler yoksa hamile değil misin? Demek zorunda kalıyorlardı. Âmine annemiz bu değerlendirmelere her defasında gülüp geçiyordu hep. Zira o karnında taşıdığı çocuğun varlığını ve sıkıntısını hissetmeden hayatını idame ediyordu. Abdülmuttalib gelinleri arasında en çok Amine’yi seviyordu zaten. Çünkü ona değer katan şey hem kaybettiği Abdullah’ın emaneti olması, hemde Abdullah’tan geçen nurun alnında parlamasından ötürüdür.
Velhasıl, birtakım yaşanan olağan üstü hadiseler uyarı niteliğinde olup, meğer ‘Adı güzel kendi güzel Muhammed’in’ dünyaya teşrif edeceğinin alametleriymiş, ama bunu fark edebilecek insan sayısı nerdeyse hiç mesabesindeydi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://askihuda.over-blog.com
 
KİSRA DEPREMİ VE KİSRA
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Akabe Forum Radyo :: (¯`·.(¯`·.____ Tarih ____.·´¯).·´¯) :: Tarihinin tozlu sayfalarından konular.-
Buraya geçin: