Kutsal Kitabımız Kur'ân-ı Kerim'de Rabbimiz, birçok gerçekleri,
çe*şitli olayları ve uymamız gereken emir ve yasakları bildirirken bu ilgi*lerle varlı*ğını, birliğini; başlangıçsız, sonsuz, hiç bir şeye benzemez, kendi başına yet*kin, Hepdiri, her şeyi Hepgörür, her şeyi Hepduyar,
Hepgüçlü, Hepyaratıcı ve
Hepkonuşur olduğunu da ayrıca bizlere an*latmaktadır.
Bu konudaki bil*giler ilâhî üslûb içinde Kur'ân-ı Kerim'in başından sonuna kadar serpişti*rilmiştir.
Dolayısıyla her konuda olduğu gibi O'nun yüce sı*fatları hakkında da geniş ve mükemmel bir bilgi sa*hibi olabilmek için
Kur'ân-ı Kerim'i ba*şından sonuna kadar çok iyi bilmek gerekir.
Bu ise herkes için pek kolay olmadığından akâid yazar*ları bu yüce sıfatları bir araya getirerek ve hatta onları
“Sıfat-ı Selbiye” ve “Sıfat-ı Zâtiyye ya da Sübûtiye” adları altında gruplandırarak açık*lamışlardır.
Selefî yazarlar ise (kendilerince) Kur'ân-ı Kerim'in üslû*bunu
örnek alarak yalnızca ilâhî sı*fatları değil, aynı zamanda bütün tevhid bilgilerini de serpiştirilmiş bir şekilde kâleme almayı bir gele*nek haline getirmişlerdir. Ancak insan tara*fından aktarılan bilgilerin yine insana ait olan sistem ve metodlar içinde verilmesi daha faydalı olur.
Orjinal Link: ChatmerkeziForum
http://www.chatmerkeziforum.org/showthread.php?p=23580Bir kısım yazarlar Allah Teâlâ'nın sıfatlarından bazıları arasındaki ya*kınlık sebebiyle onları birleştirerek açıklamışlardır.
Örneğin “Yoktan yaratı*cılık” demek olan
“Tekvin” ile “En üstün güç”
demek olan “Kudret” sıfat*larını; keza, işitme ve görme sıfatlarını
aynı konunun çer*çevesi içinde iş*lemişlerdir.
Dolayısıyla bu yüce sıfatlar bazı eserlerde onüç, bir kısmında ise ondört olarak geçmektedir.
Elbetteki amaç bu bil*gileri mutlaka belli bir sa*yıyla vermek değil,
bilakis en iyi ve en kolay anlaşıla*bilir bir açıklama ile sunmaktır.
Onun için bu metod farkları kesinlikle bir sorun oluşturma*maktadır