Evlilik aşkı öldürür mü?Güzel bir soru.Lakin cevabı yok,yani cevabı kişilerde gizli.Sevgini kavuştuğun noktaya endekslemişsen,kavuşunca bitecek sönecek kadar sevmişsen,bil ki ,aşkı öldüren evlilik değil,sensin.
Züleyha Valide,aşkı kavuşmaya bağlamıştı.Tutkusu sevdası kavuşunca bitti ve Alemlerin Rabbine yöneltti kendini.Oysa Yusuf a.s. Züleyhanın aşkına karşılık vermediği için zindanlara düştü,zindandan çıkıp Mısıra vezir olduğunda da karşısına yaşlı bir kadın olarak çıkan Züleyha valideyi tanımadı,Züleyha validenin yusufu kaybettikten sonra ağzına doladığı"Azizi zelil,zelili aziz eden ı tesbih ederim!"virdini rüzgarın kendine duyurmasıyla "bana bunu söyleyeni getirin,ne isterse vereceğim "dedi,züleyha valide de bu söz karşısında ondan güzelliğini geri getirmesi için a dua etmesini ve kendisiyle nikahlanmasını istedi. Yusuf a.s. onu nefretle kovdu fakat verdiği söz kendine hatırlatıldığında ise onu nikahına aldı ve bundan sonra Yusuf a.s.Züleyhanın aşkına tutuldu;Züleyha valide kaçan,yusuf a.s. kovalayan oldu..Demek ki evlilik aşkı öldüren değil,tam tersine dirilten bir hadise.Tabi gönlünü helaline saklayanlar için.
Lakin şahıslar ,karşısındakinin olmak istediği kişiler olarak görünerek,ve ın yasakladığı işleri yaparak,evliliğe saklanması gereken duyguları,evlilik öncesi paylaştıkları için;evlilik sonrasına sadece mesuliyetler,üzüntüler;Efendimizin sav zinanın sebep olacağını söylediği fakirlikler kalıyor.Fakirlik için illa az kazançlı olmak gerekmez.Kastedilen,bereketsizlik ve elde olandan mahrum olmaktır.yoksa,zinayı en çok yapanlar zengin taifesinden çıkıyor bu bir gerçek.Evet yatları katları herşeyleri var amma bereketleri yok.
Peki müslüman,evlilik öncesi böyle bir hata işleyerek ,evlilik sonrası olacak şeyleri eşiyle evlenmeden önce yaşamışsa o zaman ne yapacak?çünkü muhakkak bunun da hem dünyada hemahirette bir bedeli var.Bazı kimseler sanır ki,gayri meşru ilişkiler kurdukları kişilerle evlenerek,bunun vebalinden kurtulacaklar.Hayır,asla!belki çok daha kötü bir durum olan layıkıyla pişman olamama,layıkıyla tövbe edememe halinden başka birşey hasıl olmaz bu durumda.ve kişi birlikte günah işlediği kişyle evlense bile,günah defterinde hala onunla işlemiş olduğu zina yazılı duracaktır. cümlemizi bu gibi çirkin işlerden muhafaza eylesin.Amin.
Sonuçta da bu kişiler,evlenince bir türlü mutlu olamayacaklar,birbirlerinin günahkar yapılarını bildikleri için de birbirlerine hiç güvenemeyecekler;yerli-yersiz sürekli kıskançlık bunalımları geçirecekler,sonunda da ya ayrılacaklar,ya çocuk ve çevre gibi sebeplerle "birbirlerine katlandıkları" bir evliliği sürdüreceklerdir.
Öncelikle evlilik öncesi bu tip ilişkiler yaşamış kişiler,çok kuvvetli tövbe etmeli,bunu eşiyle de yaşamış olsa affolunmayacağından korkmalı ve eşine de bu konudaki pişmanlığını duyurmalıdır.Tabii eşiyle arasında geçenleri.Diğer günahlarını söylemek ,evliliği yaralamaktan başka bir işe yaramaz.Alimler de bu hususta yalanı caiz görmüştür.Çiftler ,bu pişmanlığı duyduğunda birbirine güvenleri artacaktır ve birlikte işledikleri günaha birlikte tövbe ederek Yaradanın merhametinden istifade edebileceklerdir.
Genç kardeşlerime tavsiyem,nefsinize hakim olun.olur olmaz şeyler isteyerek nişanlılık sürenizi uzatmayın.yoksa bunun vebali size ait olur.Evlenmeden önce herşeyinin hazır olmasını istemek cahilliktir.Bazı şeyleri birlikte edinmek,sıkıntıları birlikte göğüslemek,mümine bir hanıma yakışan tavırdır.Zinakar olarak evlenmektense,aza kanaat eden kimseler olarak evlenmek yeğdir.
Gizli nikah denen hadise ise(MUTE NİKAHI VS.) şianın inancında vardır,bizde yoktur.nikahın maksadı zaten,kişilerin sizin birbirinize helal olduğunuzu bilmesidir.Kişileri zanna sürükleyecek ve toplum gözünde şerefimizi düşürecek bu gibi hallerden kaçınalım arkadaşlar.