İslami makaleler |
|
| Peygamberimizin (SAV) bir mucizesi' | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
guldemeti Admin
Mesaj Sayısı : 257 Points : 499 Kayıt tarihi : 22/08/09 Yaş : 43 Nerden : Almanya
| Konu: Peygamberimizin (SAV) bir mucizesi' Perş. 3 Eyl. 2009 - 15:37 | |
| Peygamberimizin (SAV) bir mucizesi
Süheyl b. Amr, Kureyşlilerin en güçlü hatibiydi. Sözün etkili olduğu bir dönemde, devamlı İslam aleyhine konuşur, insanları etkilerdi. Bu zat Bedir savaşında esir alındı. Hz. Ömer (ra) hiddetli bir şekilde:
-Ya Rasulullah! Müsaade buyur, Süheyl'in ön dişlerini sökeyim de dili dışarı sarksın! Bundan sonra hiçbir zaman ve hiçbir yerde Sen'in ve İslam'ın aleyhinde hutbe irad edemesin! Dedi. Allah Rasulü (sav) her zamanki sakinliği ve sevecenliğiyle:
-Bırak onu ey Ömer! Ben ona böyle bir zarar veremem. Şayet bunu yapacak olursam, peygamber olmama rağmen Allah'da aynısını bana yapar. Acele etme, gün gelir o, senin methedip hoşlanacağın bir makamda konuşma yapar ve seni sevindirir, buyurdu. (İbn Hişam)
Hz. Süheyl (ra) Allah Rasulü'nün haber verdiği gibi zamanı gelince önemli bir misyon yüklendi. Konuşmasını zamanı gelince yaptı. Efendimizin (sav) vefatı üzerine yer yer irtidad (dinden dönüş) hareketlerinin görüldüğü, Mekke'nin çalkalandığı, genç vali Attab b. Esid'in korkup gizlendiği bir kaos döneminde, Hz. Süheyl (ra), Kabe'nin yanında kalkıp şöyle konuştu:
“Muhammed (sav) kimin ilahı ise, bilsin ki O vefat etmiştir. Allah ise, Hayy'dır ve hiç ölmez! Ey Kureyş cemaati! Sizler, Müslüman olanların en sonuncusu oldunuz, bari irtidad edenlerin ilki olmayın! Vallahi ben iyi biliyorum ki bu din, güneşle ayın doğuşu ve batışı devam ettikçe ayakta kalacaktır. Şu kendinizden olan kişi, sakın sizi aldatmasın! Muhakkak ki, benim bu iş hakkında bildiklerimi o da biliyor, fakat kendisinin Haşimoğulları'na olan kıskançlığı sadrını kaplamış, daraltmaktadır!
Ey insanlar! Ben Kureyş'lilerin mal bakımından en zenginiyim. Siz emirinizi büyük tanıyınız! Ona zekâtlarınızı ödeyiniz! Eğer İslam, sonuna kadar devam etmezse, ben sizin vermiş olduğunuz zekâtları geri ödemeyi tekeffül ediyorum! Dedi ve göz yaşlarına hakim olamayarak ağladı.”
Süheyl (ra) hutbesini bitirdiğinde insanlar yatışmıştı.
Hz. Ömer (ra) Hz. Sühey (ra)'ın bu konuşmasını işittiğinde, Allah Rasulü'nün sözünü hatırladı ve:
“Sen'in Allah'ın Rasulü olduğuna bir kez daha şehadet ederim Ya Rasulullah!”dedi ve gözleri doldu.
| |
| | | Kul_Ömer
Mesaj Sayısı : 63 Points : 153 Kayıt tarihi : 02/09/09 Nerden : Gaziantep/TURKEY
| Konu: Geri: Peygamberimizin (SAV) bir mucizesi' Perş. 3 Eyl. 2009 - 17:13 | |
| ABDEST
| Islâm'da bazı ibâdetlerin yerine getirilmesi için yapılan ve bizzat kendisi ibâdet olan temizlenmeye Abdest denir. Abdest kelimesi Farsça'da su anlamına gelen "âb" ile el anlamına gelen "dest" kelimelerinden oluşmuş birleşik bir isimdir. Arapça karşılığı olan "vudû" kelimesi Hadislerde kullanılmıştır. Kur'ân-ı Kerim'de ise temizlik anlamında "tahâret" ve "zekâ" kelimeleri geçmektedir. Vudû' kelimesi güzellik ve temizlik anlamına gelmektedir. Dolayısıyla ibâdete başlanmadan önce insanın iç dünyasını güzelleştirmesi ve dışını da iyice temizlemesi gerekir. Islâm'da abdestin farziyetine "Ey iman edenler, namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi ve dirseklerinizle birlikte ellerinizi yıkayın. Başınıza meshedin. Her iki topuğunuzla birlikte ayaklarınızı da (yıkayın)..." (el-Mâide, 5/6), âyeti delâlet etmektedir. Hz. Peygamber (s.a.s.)'in abdest almadan hiç bir iş yapmadığını görüyoruz (Elmalılı, Hak Dini Kur'ân Dili, II, 1583). Ancak abdest her amel ve ibâdet için değil başta namaz olmak üzere bazı ibâdetler için farz kılınmıştır. Fakat müslümanın sürekli abdestli bulunması sünnettir. Abdest her şeyden önce her türlü pislik ve kirlilikten kurtulmak, yani maddî ve manevî bütün pislik ve mikroplardan uzak kalmak için İslam'ın emrettiği önemli bir ibâdettir. Mikrobun en kolay ürediği yer ağızdır. Ağızdan başlayarak el, yüz ve ayakların günde beş defa temizlenmesi İslam'ın temizliğe verdiği önemi gösterir. Böylelikle Islâm yüzyıllar önce temizliğin üzerinde durup insanoğlunu maddî-manevî her türlü pislik ve mikroptan korumayı hedeflemiştir. Bunun yanında abdest alan bir insan, kendini manen temiz ve rahat hisseder ve bu güzel his ve temiz duyguyla Allah'a ibâdete durur. Bu da ruhun temizliğini sağlamaktadır. Insanın yaratılış gayesi olan Allah'a kulluk böyle bir temizleme ameliyesi ile başlayınca insanoğluna vereceği zevk ve rahatlığın değeri sonsuzdur. Insan abdestle bedenen ve mânen temizlendikten sonra Allah'ın huzuruna çıkar. Böyle bir temizlenme ile günlük bütün yorgunlukları ve yükleri geride bırakır. Abdest almakla, dünyevî ve uhrevî birçok fazilet ve güzellikler elde edilir. Hz. Peygamber (s.a.s.) abdestle ilgili olarak şöyle buyururlar: "Bir müslüman abdest alıp yüzünü yıkadığında, yüzündeki âzaların işlediği bütün günahları; el ve ayaklarını yıkadığında el ve ayaklarıyla işlediği bütün hata ve günahları, su damlalarıyla beraber akıp gider ve kendisi de tertemiz olur. Hatta kirpik ve tırnak diplerindeki günahlarından eser kalmaz. Âdâp ve erkânına uymak suretiyle abdest alıp kıbleye dönerek: "Eşhedü en lâ ilâhe illallahü vahdehu lâ şerike leh ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve Rasûlühü" diyen bu kul için cennetin kapıları açılmıştır; o, cennet kapılarının dilediğinden içeri girer |
| |
| | | Kul_Ömer
Mesaj Sayısı : 63 Points : 153 Kayıt tarihi : 02/09/09 Nerden : Gaziantep/TURKEY
| Konu: Geri: Peygamberimizin (SAV) bir mucizesi' Perş. 3 Eyl. 2009 - 17:15 | |
| ABDEST NASIL ALINIR? Farz, sünnet ve edeplerini yukarıdaki maddelerde verdiğimiz abdesti tertip ve usûlüne göre ancak şöylece alabiliriz: Abdeste başlarken şu dua yapılmalıdır:
"Bismillâhilazîm ve'l hamdülillâhi alâ dini'l Islâm" .
"Yüce Allah'ın ismini anarak başlarım. Beni Islâm dini ve akidesi üzere yarattığı için hamd ederim."
Abdest almaya niyetlendikten sonra, eûzü besmele çekilerek eller bileklere kadar yıkanır. Parmakta yüzük varsa, kımıldatılır. Altına suyun geçmesi sağlanır.
Uzuvların yıkanması sırasında bizden öncekilerden nakledilen şu duaları okumak abdestin edeplerindendir.
A- Mazmaza=Ağıza su verme sırasında: "Allâhümme einnî alâ tilâveti'l Kur'ân ve zikrike ve şükrike ve hüsn-i ibâdetike."
"Allah'ım, Kur'ân-ı Kerimi okumada, seni zikretme, sana şükretme ve sana güzel şekilde kulluk etmede yardımını istirham ederim."
B- Istinşak = Buruna su verme sırasında: "Allâhümme, erihnî râyihate'l Cenneti verzuknî min neîmihâ."
"Allah'ım, bana Cennetin kokusunu koklat. Cennet nimetlerinden beni rızıklandır."
C- Yüzü Yıkama Sırasında
"Allâhümme, beyyid vechî binûrike yevme tebyaddu vücûhun ve tesveddü vücûh."
"Allah'ım, bir kısım yüzlerin ağarıp nurlandığı, bir kısım yüzlerin ise karardığı gün, benim yüzümü nurlandır, ağart."
D- Sağl Eli Yıkama Sırasında
"Allâhümme, a'tınî kitâbî biyemînî ve hâsibnî hisâben yesîrâ."
"Allah'ım, kitabımı -amel defterimi- sağl elime ver ve hesabımı kolaylaştır."
E- Sol Eli Dirseklere Kadar Yıkama Sırasında
"Allâhümme, lâ tu'tinî kitâbî bisimâlî velâ min verâi zahfi."
"Allah'ım, kitabımı -amel defterimi- sol elimden ve arkamdan verme."
Sonra sıra başı meshetmeye gelir.
Kaplama mesh için, eller ıslatılır, küçük parmakla üç parmak uc uca getirilir. Önden başlayarak başın üstü sıvazlanıp arka ve yan taraflarda böylece meshedilir.
F- Kulakları Yıkarken
"Allâhümmec'alnî minellezîne yestemîune'l-kavle feyettebiûne ahseneh."
"Allah'ım, beni hak sözü dinleyenlerden ve onun en güzeline uyanlardan eyle." denilir ve kulaklar yıkanır.
G- Boyuna Mesh Etme Sırasında
"Allâhümme a'tik unuki (veya rakabeti) mine'n-nâri."
"Allah'ım, boynumu Cehennem ateşinden azad buyur."
H- Ayakları Yıkama Sırasında
"Allâhümme, sebbit kademeyye ales'sırâtı yevme tezûlü Fhi'l-akdâm."
"Allah'ım, Sırat köprüsünde ayakların kaydığı günde ayaklarımı kaydırma, sabit eyle..."
Abdest alıp bittikten sonra Rasûlullah (s.a.s.)'e salavât getirilmeli ve şu dua okunmalıdır:
"Allâhümmec'alnî minettevvâbîne vec'alnî mine'l-mütetahhirîn."
"Allah'ım, beni, tevbe eden ve günahlarından temizlenen kullarından eyle. | |
| | | Kul_Ömer
Mesaj Sayısı : 63 Points : 153 Kayıt tarihi : 02/09/09 Nerden : Gaziantep/TURKEY
| Konu: Geri: Peygamberimizin (SAV) bir mucizesi' Perş. 3 Eyl. 2009 - 17:17 | |
| ABDEST NASIL ALINIR? Farz, sünnet ve edeplerini yukarıdaki maddelerde verdiğimiz abdesti tertip ve usûlüne göre ancak şöylece alabiliriz: Abdeste başlarken şu dua yapılmalıdır:
"Bismillâhilazîm ve'l hamdülillâhi alâ dini'l Islâm" .
"Yüce Allah'ın ismini anarak başlarım. Beni Islâm dini ve akidesi üzere yarattığı için hamd ederim."
Abdest almaya niyetlendikten sonra, eûzü besmele çekilerek eller bileklere kadar yıkanır. Parmakta yüzük varsa, kımıldatılır. Altına suyun geçmesi sağlanır.
Uzuvların yıkanması sırasında bizden öncekilerden nakledilen şu duaları okumak abdestin edeplerindendir.
A- Mazmaza=Ağıza su verme sırasında: "Allâhümme einnî alâ tilâveti'l Kur'ân ve zikrike ve şükrike ve hüsn-i ibâdetike."
"Allah'ım, Kur'ân-ı Kerimi okumada, seni zikretme, sana şükretme ve sana güzel şekilde kulluk etmede yardımını istirham ederim."
B- Istinşak = Buruna su verme sırasında: "Allâhümme, erihnî râyihate'l Cenneti verzuknî min neîmihâ."
"Allah'ım, bana Cennetin kokusunu koklat. Cennet nimetlerinden beni rızıklandır."
C- Yüzü Yıkama Sırasında
"Allâhümme, beyyid vechî binûrike yevme tebyaddu vücûhun ve tesveddü vücûh."
"Allah'ım, bir kısım yüzlerin ağarıp nurlandığı, bir kısım yüzlerin ise karardığı gün, benim yüzümü nurlandır, ağart."
D- Sağl Eli Yıkama Sırasında
"Allâhümme, a'tınî kitâbî biyemînî ve hâsibnî hisâben yesîrâ."
"Allah'ım, kitabımı -amel defterimi- sağl elime ver ve hesabımı kolaylaştır."
E- Sol Eli Dirseklere Kadar Yıkama Sırasında
"Allâhümme, lâ tu'tinî kitâbî bisimâlî velâ min verâi zahfi."
"Allah'ım, kitabımı -amel defterimi- sol elimden ve arkamdan verme."
Sonra sıra başı meshetmeye gelir.
Kaplama mesh için, eller ıslatılır, küçük parmakla üç parmak uc uca getirilir. Önden başlayarak başın üstü sıvazlanıp arka ve yan taraflarda böylece meshedilir.
F- Kulakları Yıkarken
"Allâhümmec'alnî minellezîne yestemîune'l-kavle feyettebiûne ahseneh."
"Allah'ım, beni hak sözü dinleyenlerden ve onun en güzeline uyanlardan eyle." denilir ve kulaklar yıkanır.
G- Boyuna Mesh Etme Sırasında
"Allâhümme a'tik unuki (veya rakabeti) mine'n-nâri."
"Allah'ım, boynumu Cehennem ateşinden azad buyur."
H- Ayakları Yıkama Sırasında
"Allâhümme, sebbit kademeyye ales'sırâtı yevme tezûlü Fhi'l-akdâm."
"Allah'ım, Sırat köprüsünde ayakların kaydığı günde ayaklarımı kaydırma, sabit eyle..."
Abdest alıp bittikten sonra Rasûlullah (s.a.s.)'e salavât getirilmeli ve şu dua okunmalıdır:
"Allâhümmec'alnî minettevvâbîne vec'alnî mine'l-mütetahhirîn."
"Allah'ım, beni, tevbe eden ve günahlarından temizlenen kullarından eyle. ABDESTİ BOZMAYAN DURUMLAR 1- Kişinin ön veya arka yollarından başka vücudunun herhangi bir yerinden kan çıkıp, bir damla halinde kalması. 2- Kabuk bağlamış bir yaranın kan çıkmadan kabuğunun düşmesi.
3- Yaradan, burundan yahut kulaktan bir vücud kurdunun düşmesi.
4- Tenâsül uzvuna (cinsî organına) el sürmek.
5- Kadın vücudunun herhangi bir yerine dokunmak.
6- Ağız doluşu olmayan kusuntu.
7- Ağızdan çıkan balgam.
8- Oturduğu yerde veya namazda uyumak .
9- Ağlamak. ABDESTİN FARZLARI 1-Yüzü Yıkamak Yüzün bir defa yıkanması farzdır. Yüzün sınırları, saçın bittiği yerden sakal veya çene altına, kulakların köklerine kadar olan bölümdür. Gözlerin içine suyun ulaştırılması gerekmez. Ancak abdest alırken gözler sıkılmaz, tamamen açık bırakılmaz. Normal bir şekilde yüz yıkanır. Dudaklar yumulduğu zaman, dışarda kalan kısımlar yüzün sınırlarıdır. Sakal, bıyık ve kaşın altına suyu ulaştırmak gereklidır.
2-Kolları Yıkamak
Parmak uçlarından kol dirseklerine kadar -dirsekler de dahil- olan kısmı bir defa yıkamak farzdır. Eğer iğne ucu kadar kuru bir yer kalırsa veya tırnağının altına suyu geçirmeyecek (hamur, boya, çamur vb.) bir madde bulunursa, abdest alınmış sayılmaz. Ancak boyacıların tırnaklarındaki boyalardan kaçınmanın mümkün olmamasından dolayı bunlar abdeste zarar vermez. Tırnaklar parmak uçlarından dışarı taşacak kadar uzamış olursa o fazlalığı da yıkamak gerekir. Bir kimse abdest aldıktan sonra bu uzamış tırnağı keserse abdestini yenilemesi gerekmez. Parmakta yüzük var ve bu geniş ise abdest alırken bunu oynatmak sünnet, eğer yüzük dar ve altına su geçirmeyecek kadar parmağa oturmuşsa onu oynatmak farzdır.
3-Başı Meshetmek
Mesh, sözlükte eli bir şeyin üzerinden geçirmek demektir. Ibâdet hukukunda ise suyun bir vücut organına isâbet etmesidir. Başın meshedilmesindeki farz oranı alın miktarıdır. Bu miktar ise başın dörtte biridir. Meshederken üç veya daha fazla parmağı kullanmak gerekir. Iki parmakla yapılan mesh câiz değildir.
Başa giyilen sarık veya takke üzerine meshetmek geçerli değildir. Kadınlar da baş örtüleri üzerine meshedemezler.
4-Ayakları Yıkamak
Sağlam ve çıplak ayakları topuklarıyla birlikte bir defa yıkamak farzdır. Yaralı veya mestle örtülü ayakları yıkamaya gerek olmayıp sadece meshetmek yeterlidir. Mâide Sûresi 6. âyette geçen topuk = ka'b, ayağın iki tarafından inak kemiğine bitişik kemiktir. Rasûlullah (s.a.s.): "Vay ateşten o topukların haline... " (Buhârı, Ilim 30; Vudû', 27,29; Müslim, Tahâre, 25-28,30; Ebû Davud, Tahâre, 46) buyurduğu ve ayakların tamamen yıkanmasını emrettiği bilinmektedir.
Bir kimsenin ayağında yarık varsa ve o yarığa su sızdırmayan bir ilaç sürülmüşse, o kimse ayağını yıkadığı zaman, su yarığın altına geçmezse bu durumda su, ayağa zarar verecekse abdest yerine getirilmiş sayılır ve bu câizdir. Ancak su zarar vermiyorsa abdest tam olarak alınmış sayılmaz. Dolayısıyla zarar vermediği takdirde yarıklara su ulaşacak şekilde yıkamak gereklidır . ABDESTİN MEKRUHLARI 1- Abdest alırken gereğinden fazla suyu boş yere tüketmek. 2- Gereği yokken suyu âdetâ âzaları mesheder gibi çok az kullanmak.
3- Suyu abdest âzalarına hızlı çarpmak, etrafa su sıçratmak.
4- Abdest alırken gereksiz yere konuşmak.
5- Ihtiyacı olmadığı halde abdest almak için başkasından yardım ve su dökmesini istemek.
6- Temiz olmayan pis ve kirli bir yerde abdest almak.
7- Abdestin sünnetlerini bilerek terk etmek. | |
| | | | Peygamberimizin (SAV) bir mucizesi' | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|