Hurma, güllaç, pide... Ramazan sofrası deyince aklımıza belki de ilk bunlar geliyor. Hurmayla açılan oruç, sıcacık pide eşliğindeki iftar yemeği ve üstüne Ramazan'ın gülü güllaç.
Vazgeçemediğimiz bu güzelliklere yeni lezzetler katmak mümkün. Hurmayı incirle bir güzel tatlı yapabilir, güllaca yeni bir yorum katabilir, Ramazan pidesini fırın kuyruğunda beklemeden evinizde yapabilirsiniz. Nasıl mı? İşte böyle...
İncirli hurma tatlısı
Ramazan'ın vazgeçilmezi hurma, iftar sofralarının tamamlayıcısıdır. Peki, neden oruç hurma ile açılır? Ortadoğu ülkelerinde çok tüketilen hurma, bizde orucumuzu açarken, uzun süren açlık ve susuzluk sonunda şeker ihtiyacımızı karşılamak üzere tercih edilir. Hurma beyinden kalbe, sinir sisteminden gözlere kadar birçok yararı olan bir besindir. Sizler için hurmadan yapılan özel bir tatlı tarifi hazırladım.
Malzemeler: (4 kişilik)
İncir 100 gr, hurma 100 gr, krema 300 gr, tereyağı 150 gr,
Hindistan cevizi sütü 150 gr, salep 1 tatlı kaşığı, süt 200 gr, toz tarçın 10 gr, şeker 150 gr, yumurta 1 adet,
nane 1 demet, kaymaklı dondurma 200 gr, pandispanya 1 adet (12cm X 12 cm X 1 cm)
Yapılışı: İncir ve hurma kabuklarından ve saplarından ayıklanır. Geniş bir tencere içinde hafif ateşte krema ve tereyağı ile birlikte püre haline gelene kadar, devamlı karıştırılarak pişirilir. Hindistancevizi sütü eklenerek ocaktan indirilir. Kubbe şeklindeki kalıplara doldurularak soğuması için bir süre dışarıda bırakılır. Daha sonra buzdolabında 2 saat bekletilir. Süt ve şeker birlikte kaynatılır, salep ve tarçın eklenerek karıştırılır. Kenara alınarak sıcaklığı 60 Co ye indiğinde yumurta eklenerek tekrar karıştırılır. Pandispanya tatlının doldurulduğu kalıp büyüklüğünde kesilir ve salep sosa bulanıp servis edilecek tabağa konur. Hazır olan tatlı kalıbından çıkartılıp pandispanyanın üzerine konur. Tatlının çevresine salepne salep sos sos ve taze nane konarak servis edilir.
Portakallı güllaç
Her Ramazan özlemle beklediğimiz bu doyumsuz tat, Osmanlı sultan sofralarından bugüne taşınmış bir lezzet. Güllaç, sütlü olduğundan iftardan sonra rahatlıkla yenebilecek, hazmı kolay ve hafif bir tatlıdır. Sarayda da bu özelliğiyle çokça tercih edilmiştir. Günümüzde arzuya göre koyulan gülsuyu, Osmanlı mutfağında ferahlatıcı etkisi olduğu gerekçesiyle mutlaka eklenirdi. Güllaç ismi de bir bakıma buradan gelmektedir. B ve E vitaminleri içeren güllaç bağışıklık sistemini güçlendirdiği gibi sakinleştirici ve stres azaltıcı özelliği de bulunmaktadır. Ramazan ayında güllacı bir de portakallı denemeniz için özel bir tarif.
Malzemeler:
150 gr güllaç, 200 gr toz şeker, 1 lt süt, 250 gr portakal suyu, 1 su bardağı ceviz içi
Süslemek için: 2 adet portakal rendesi ve dilimleri
Yapılışı: Sütü, şekeri ve portakal suyunu tencerede ılıtarak kenarda bekletiniz. Güllaç yapraklarını bu hazırlanan karışıma batırarak servis etmek istediğiniz tepsiye yerleştiriniz, güllaç yapraklarının yarısına kadar geldiğinizde ceviz içini ufalayarak serpiştiriniz. Geri kalan güllaç yapraklarını da aynı şekilde süte batırarak tepsiye yerleştiriniz. 2 saat kadar dinlendirdikten sonra üzerini portakal rendesi, portakal dilimleri ve taze nane yaprakları ile süsleyerek servis ediniz.
Ramazan pidesi
Ramazan'ın simgelerinden biri de pide. İftar sofrasında illaki sıcak sıcak bulunacaktır. Oruçlu mideyle fırında kuyruk beklemek ayrı bir heyecandır ve bir Ramazan geleneğidir. Ancak bu lezzeti, fırında kuyrukta beklemeden elde etmek de mümkün. Yani siz de evde pide yapmayı deneyebilirsiniz.
Malzemeler: (4 adet için)
1000 gr un, 30 gr maya
40 gr şeker, 30 gr tuz, 100 ml süt, 550 gr ılık su, 10 gr çörek otu, 10 gr susam, 4 adet yumurtanın sarısı, 100 gr buğday kepeği
Yapılışı: Geniş bir kabın içine su, süt, tuz, şeker ve mayayı da koyarak bir çırpma teli ile karıştıralım. Unu ekleyerek yavaşça suyu yedirdiğimiz unda kıvamlı bir hamur elde ediyoruz. Üzerine bir bez kapayarak 25 dakika dinlendiriyoruz. 4 yumak alarak ayrı olan yumakları 15 dakika dinlendiriyoruz. Buğday kepeğini tezgâhımıza serpelim. Fırın tepsisin altına kepeği serpip yumakları örselemeden yavaşça yerleştirelim. Elinizle yavaşça yumuşamış olan hamuru açıp bir inceltelim. Bir kâsenin içine yumurta sarıları ve tahin pekmezi karıştırıp bir miktar pidenin üzerine sürelim. Parmak uçları ile pidenin üzerine şekil verdikten sonra çörek otunu ve susamı serpelim 5 dakika dinlendirdikten sonra 170 derece ısınmış fırında 15-20 dakika arası pişirip. Fırından aldığımız pideleri bir tepsinin üstüne tüm buharı gidip ılıdıktan sonra servis edebiliriz.
Patlıcanlı Doruk Kebabı
Malzemeler:
600 gr orta yağlı kebap kıyması, 1 kg kemer patlıcan, 1 kg dolmalık biber, 3 diş sarımsak, 50 gr kırık Antep fıstığı, 100 gr rende kaşar peyniri, 30 gr tuz, 10 gr karabiber, 100 ml zeytinyağı, 4 adet tahta çöp şiş, 1 adet limon
Yapılışı: Patlıcanların iki tanesini ayırıp geri kalanını biberlerle közleyelim. Kalan patlıcanları uzunlamasına kesin bir fileto bıçağı yardımıyla uzun ince şeritler halinde keselim. Kıymasının içine; tuz, karabiber, rende kaşar ve fıstığı katıp yoğurma işlemine başlayalım. 30 gramlık toplar alıp kestiğimiz patlıcanları kebaplarımıza saralım ve altı adetlik gruplar halinde çöp şişlere takalım. Fazla harlı olmayan bir ızgarada pişirelim, közlemiş olduğumuz patlıcanları ve biberleri soyup küp şeklinde doğrayalım, içine ince kıyılmış sarımsak, tuz, karabiberi ve zeytinyağını ilave edelim. Izgara edilmiş kebaplarımızı çöp şişlerinden çekerek alıyoruz ve patlıcan salatamızı tabaklara bölüştürüp servise hazır ediyoruz.
Şefin notu: Kebap kıymasında yağ oranı yaklaşık yüzde 25 civarındadır. Ama patlıcan süngersi olduğu için tüm yağı çeker ve eti kurutur. Onun için patlıcan kebaplarında yağ oranını normalden fazla tutuyoruz.
