Akabe Forum Radyo
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


İslami makaleler
 
AnasayfaGaleriLatest imagesKayıt OlGiriş yapRadyo DinleMp3 Dinle Kur'an Dinledini bilgi yarismasi

 

 SON PEYGAMBER HZ. MUHAMMED (S.A.S) Bölüm:1

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
YILDIZIM
Admin
YILDIZIM


Mesaj Sayısı : 1718
Points : 4204
Kayıt tarihi : 03/09/09

SON PEYGAMBER HZ. MUHAMMED (S.A.S) Bölüm:1 Empty
MesajKonu: SON PEYGAMBER HZ. MUHAMMED (S.A.S) Bölüm:1   SON PEYGAMBER HZ. MUHAMMED (S.A.S) Bölüm:1 EmptyÇarş. 2 Ara. 2009 - 15:49

1:BÖLÜM

Hz. İBRAHİM (A.S)

Hz.Muhammed (sav)’in ailesinin, Hz. İbrahim’in (a.s.) oğlu İsmail’den(a.s) başlayan ve İsmail oğulları olarak bilinen soydan geldiği tarihi kayıtlarla sabittir. Hz.İbrahim(a.s), bugünkü Irak topraklarında dünyaya geldi. Doğduğu Ur şehri, Nemrud hanedanının başkentiydi. Araştırmacılar, doğum tarihini M.Ö. 2100-1900 olarak tahmin ediyorlar.

Hz. İbrahim(a.s) mevcut inançların yanlış olduğunu söyleyip onlarla mücadeleye başlayınca sadece mevcut yönetim değil, halkın çoğu,ailesi hatta babası kendisine düşman haline geldiler. Fikirlerinden ve yürüttüğü mücadeleden de caydırmayı başaramayınca kendisini ateşle dolu bir çukura atmaya karar verdiler. Fakat yüzyıllardır dilden dile anlatılan mucize meydana geldi ve ateş Hz. İbrahim’e (a.s) zarar vermedi. Kur’an,bu olaydan şu şekilde bahseder:
Bir zaman İbrâhim, atası Âzer'e: "Sen putları ilâh mı ediniyorsun? Doğrusu ben, seni ve halkını apaçık bir sapıklık içinde görüyorum" demişti. [bkz. 19/43]
6/74
Âzer, İbrâhim (a.s.)'ın babası mıdır, dedesi midir, yoksa amcası mıdır, diye ihtilâf edilmiştir. Çünkü Arapça "eb" kelimesinde bu üç mânâ da vardır. Fakat Buhârî Târihü'l-Kebîr'de: "Âzer, Hz. İbrâhim'in babasıdır" demiştir. Babasının isminin Târah olduğuna dâir bazı rivâyetler var ise de Kur'an onun Âzer olduğunu beyân etmiştir. Sa'lebî: "İbrâhim (a.s.)'ın babasının asıl adı Târah idi. Nemrut onu put hânesine nâzır tâyin ettiği zaman, Târah adını Âzer ile değiştirdi ki, Âzer, putlardan birinin adıydı" diyor. Mücâhid ve İbn Cerîr de: "Âzer ona lakap olarak verilmiştir" demektedir (İbn Kesîr (Sâbûnî), I, 591; Aydemir, s. 301). [bkz. 26/86]

Böylece 'kesin bilgi ve îmana' erenlerden olması için İbrâhim'e göklerin ve yerin melekûtunu (muhteşem varlıklarını ve sırlarını akıl ve kalp gözüyle) gösteriyorduk.
6/75
"Doğrusu ben, yüzümü birleyici olarak, tamamen gökleri ve yeri yaratan (Allah')a çevirdim. Ben müşriklerden değilim."
6/79
Halkı onunla (delil getirmede) tartışmaya kalkıştı. (İbrâhim) dedi ki: "Beni doğru yola iletmişken Allah hakkında siz benimle hâlâ tartışıyor musunuz? Rabbimin (hakkımda) bir şey (bir felâket) dilemesi dışında ben, O'na eş tanıdığınız şeylerden korkmam. Rabbimin ilmi her şeyi kuşatmıştır. Hâlâ düşünüp öğüt almıyor musunuz?"
6/80
(Nemrut'un adamları bunun üzerine:) "Eğer bir iş yapacaksanız yakın onu da, (böylece) ilâhlarınıza yardım etmiş olun" dediler. [bkz. 29/24]
21/68
(Onu büyük bir ateşe attılar. Hz. İbrâhim, zulmetmeye karar vermiş bu örgütlü putperestlere karşı "Allah bana yeter" deyip teslim olmuştu.)

Biz de: "Ey ateş! İbrâhim'e karşı serin ve selâmet üzere ol" dedik.
21/69
Hz. İbrahim (a.s), bu olaydan sonra memleketini terk ederek o sıralarda, Ken’an ülkesi olarak bilinen Suriye ve Filistin’e hicret etti. Irak’tan Mısır’a ve Suriye’den Filistin’e uzanan bölgede vaaz ve telkin işini şahsen yürüttü. Binlerce kilometrelik yol kat etti. Dağ, bayır ve çöl demeden her tarafa Allah’ın dinini yaymaya çalıştı ve bu çalışmaları yıllarca sürdü.

Hz.İbrahim’e (a.s) İki Oğul
Tevrat’taki kayıtlara göre Hz. İbrahim ( a.s ) 85, karısı Sare ise 76 yaşına gelmişlerdi ve o güne kadar hiç çocukları olmamıştı. Sare, kendisine ait olan Hacer isimli cariyesini Hz.İbrahim’e ( a.s ) ikinci eş olarak verdi. Bu evlilikten Hz. İbrahim ( a.s ) bir oğul sahibi oldu ve adını İsmail ( a.s ) koydular.

Yine Tevrat kayıtlarına göre bundan 13 yıl sonra Hz. İbrahim ( a.s ) ile Sare’nin bir erkek çocukları olacak ve adını İshak ( a.s ) koyacaklardır. İshak’ın oğlu Yakup( a.s), İsrail adıyla anılır ve onun 12 evladı, İsrail oğullarının on iki boyunu oluşturur. Yusuf( a.s ), Musa( a.s ), Davud( a.s ), Süleyman( a.s ) ve İsa( a.s ) bu soydan gelen peygamberlerdir.

Hz. İshak( a.s ) doğduğunda hem Hz.İbrahim’in( a.s ), hem de hanımı Sare’nin yaşları oldukça ilerlemişti. Ku’an-ı Kerim, onlara bu müjdeyi, Lut kavmini helak etmeye gelen meleklerin verdiklerini anlatır:

(Rasûlüm!) İbrâhim'in ağırlanan (o şerefli) misâfirlerinin haberi hiç sana geldi mi?
51/24
Hani vaktiyle (bunlar) onun yanına girmişlerdi de: "Selâm" demişlerdi. (İbrâhim de) selâm(ı alıp: "Bunlar) tanınmamış bir topluluk" demişti.
51/25
Hemen (bir bahâne ile)ailesi(nin yanı)na gitti ve (kızartılmış) semiz bir dana getirdi. [bkz. 11/69-70; 15/52-62]
51/26
Bunu onlara sundu: "(Buyurun) yemez misiniz?" dedi.
51/27
(Yemediklerini görünce) onlardan içinde bir ürperti belirdi. "Korkma" dediler ve onu bilgin bir oğul (İshâk)la müjdelediler. [bkz. 11/77]
51/28
Karısı (Sâre) de, (hayretinden) feryâd ile yönelip (ellerini) yüzüne vurdu ve: ("Nasıl çocuğum olur,) ben kısır bir kocakarı(yım)" dedi.
51/29
(Onlar:) "Rabbin böyle buyurdu. Çünkü O, hüküm ve hikmet sâhibidir, hakkıyla bilendir" dediler.
51/30

Yine Hz. İbrahim’in ( a.s ) oğulları dolayısıyla yaptığı duayı da Kur’an-ı Kerim şöyle nakleder:
"İhtiyar hâlime rağmen bana, İsmâil ve İshâk'ı veren Allah'a hamdolsun. Şüphesiz Rabbim duâyı (elbette) işitendir (kabul edendir)."5
14/39
İbrâhim (a.s.), İsmâil (a.s.) doğduğunda 99, İshâk (a.s.) doğduğunda ise 112 yaşında idi (Beydâvî; Celâleyn).
"Ey Rabbim! Beni ve neslimden (gelenleri) de namazı gereği gibi kılanlardan eyle. Ey Rabbimiz! Duâmı kabul buyur."
14/40
(Burada kendimize, zürriyetimize ve geçmişlerimize duâ etmemiz işâret ediliyor.)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
YILDIZIM
Admin
YILDIZIM


Mesaj Sayısı : 1718
Points : 4204
Kayıt tarihi : 03/09/09

SON PEYGAMBER HZ. MUHAMMED (S.A.S) Bölüm:1 Empty
MesajKonu: Geri: SON PEYGAMBER HZ. MUHAMMED (S.A.S) Bölüm:1   SON PEYGAMBER HZ. MUHAMMED (S.A.S) Bölüm:1 EmptyÇarş. 2 Ara. 2009 - 15:49

MEKKE ve KABE

Hacer ve İsmail’in (a.s)'ın Mekke’ye Gelişi
Allah (c.c), Hz.İbrahim’e (a.s), Hacer ile İsmail’i(a.s), bugünkü Mekke’nin bulunduğu yere götürüp bırakmasını vahy etti. Hz. İbrahim(a.s), hanımı Hacer’i ve henüz süt çocuğu olan oğlu İsmail’i (a.s) kendisine bildirilen yerdeki bir ağacın altına bıraktı. Burası Kenan iline 40 günlük deve yolu mesafede bir yerdi. Etrafta ne bir kimse, ne de su vardı. İbrahim (a.s) dönüp gidiyorken, Hacer arkasından seslendi:
- Ey İbrahim! (a.s) Bizi bu ıssız vadide bırakıp da nereye gidiyorsun? Öyle bir vadi ki, ne görüşülecek bir kimse var,ne de bir şey.
Hacer,sözünü tekrarladı ise de, Hz.İbrahim (a.s) ona dönüp bakmadı. Bunun üzerine Hacer:
- Yoksa bizi buraya getirip bırakmanı, sana, Allah (c.c) mı emretti?
Hz.İbrahim (a.s):
- Evet, Allah (c.c) emretti.
diye cevap verdi. Bunun üzerine Hacer:
- Öyle ise,Allah (c.c) bize yeter. O bizi zayi etmez, himayesiz bırakmaz !

Hz.İbrahim (a.s) de Şam tarafındaki ailesinin yanına doğru yola çıktı. Bu sırada yaptığı dua Kur’an-ı Kerimde şu şekilde belirtilmektedir:

"Ey Rabbimiz! Ben çocuklarımdan bazısını, mukaddes ev (olan Beytullah)ın yanında, ekinsiz (çorak) bir vâdiye yerleştirdim. Ey Rabbimiz! Namazı dosdoğru kılsınlar (diye böyle yaptım). Sen de insanlardan bir kısmının3 gönüllerini onlara meylettir ve onları (çeşitli) meyveler ile rızıklandır4 ki sana şükretsinler."
14/40

Bir süre sonra yanlarındaki su tükendi. Çocuğunun susuzluktan kıvrandığını gören Hacer dayanamadı, yardım edecek bir insan ya da su aramaya çıktı. Fakat etrafta kimsecikler yoktu. Safa tepesinden Merve tepesine çıktı, fakat yine bir şey göremedi. Çaresiz bir halde bu tepeler arasında yedi kere gidip geldi. (Bu 7 kere gidip gelme Hac ibadeti içinde de temsil edilir.) Son defa Merve tepesine ulaştığında meleği gördü. Melek, bugün Zem Zem kuyusunun bulunduğu yeri kazdı ve yerden bir su fışkırdı.

Hz.Hacer oğlu İsmail (a.s) ile birlikte orada kalmaya başladılar. Çok geçmeden Cürhümiler adlı Arap kabilesinden bazı kimseler Mekke’nin aşağı kısmında konakladılar. Bu sırada suyu ve Hz.Hacer’i gördüler. Ondan suyun yakınına yerleşmelerine izin vermesini istediler. Hz.Hacer de suyun kendisine ait olması şartıyla yerleşmelerine izin verdi. Daha sonra başka insanlar da gelerek buraya yerleşmeye devam ettiler. Böylece burası bir yerleşim yeri halini aldı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
YILDIZIM
Admin
YILDIZIM


Mesaj Sayısı : 1718
Points : 4204
Kayıt tarihi : 03/09/09

SON PEYGAMBER HZ. MUHAMMED (S.A.S) Bölüm:1 Empty
MesajKonu: Geri: SON PEYGAMBER HZ. MUHAMMED (S.A.S) Bölüm:1   SON PEYGAMBER HZ. MUHAMMED (S.A.S) Bölüm:1 EmptyÇarş. 2 Ara. 2009 - 15:50

Kurban
Hz.İbrahim(a.s), oğlu ve hanımını çöle bıraktıktan sonra onlarla bütün alakasını kesmiş değildi. Aksine, zaman zaman ziyaretlerine gelip yanlarında kalıyordu. Hz.İsmail (a.s) belli bir yaşa ulaşınca, meşhur kurban olayı meydana geldi. Bu olay Kur’an-ı Kerimde şu şekilde anlatılmaktadır:

Artık o (İsmâil) beraberinde (işe) koşma çağına erişince (babası): "Ey yavrucuğum! Doğrusu ben rüyâmda seni boğazladığımı görüyorum; artık (düşün) bak, ne dersin?" dedi. (Oğlu:) "Ey babacığım! Emredildiğin şeyi yap, inşâallah beni sabredenlerden bulacaksın" dedi. [bkz. 19/54]
37/102
Böylece ikisi de (Allah'ın emrine) teslim olunca (İbrâhim) onu şakağı üzerine yatırdı.1
37/103
Her ikisi de Allah'ın emrine itirazsız teslim oldu; hiç bir şey onlara engel olmadı. Buradan anlıyoruz ki Allah'a kulluk ve imtihanı kazanmak için, O'nun emirlerini yerine getirmede herhangi bir şeytânî engeli tanımamak gerekir. Kurban edilen ise Hz. İsmâil'dir; muharref Tevrat'ta geçtiği gibi Hz. Ya'kub değildir (Feyizli, S.109-113).

Biz ona (şöyle) seslendik: "Ey İbrâhim!"
37/104
"Gerçekten rüyâna sadâkat gösterdin. Şüphesiz ki biz, iyi hareket edenleri böyle mükâfâtlandırırız."
37/105
"Hakîkaten bu, apaçık imtihanın ta kendisidir."
37/106
(Oğluna karşılık) ona büyük bir kurbanlık (koç) fidye verdik.
37/107

Kabe’nin Yapılışı
Zaman geçti, İsmail (a.s) 30 yaşlarına geldi. Hz.İbrahim’in (a.s), 30 yıl önce ailesini ıssız bir çöle getirip yerleştirmesinin asıl amacını yerine getirme zamanı gelmişti. Aslında Hz.İbrahim(a.s), Allah’ın emri ile ailesini, Hz.Adem (a.s) tarafından yapılan ve yer yüzündeki ilk ibadet yeri olan mabedin temellerinin bulunduğu yere getirip bırakmıştı.

Şüphesiz insanlar(ın ibâdet ve ziyâreti) için kurulan çok mübârek ve âlemlere hidâyet kaynağı olan ilk ev (ilk mâbed), Mekke'deki (Kâbe)dir.
3/96

Bir zaman Beyt(ullah)'ın yerini İbrâhim'e belirlemiş (ve O'na şöyle vahyetmiş)tik: "Bana hiçbir şeyi eş tutma, tavaf edenler, (ibâdet için) duranlar, rükû ve secde edenler için evimi temiz tut."
22/26
(Rasûlüm!) İnsanlar içinde haccı ilan et;1 gerek yaya, gerekse uzak yoldan zayıf develer üzerinde sana gelsinler.
22/27

Hz.İbrahim (a.s) ve oğlu Hz.İsmail (a.s), eski temellere ulaşıncaya kadar toprağı kazmaya devam ettiler. Eski temellere ulaştıklarında,bu temellerin üzerine Kabe’yi inşa ettiler.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
YILDIZIM
Admin
YILDIZIM


Mesaj Sayısı : 1718
Points : 4204
Kayıt tarihi : 03/09/09

SON PEYGAMBER HZ. MUHAMMED (S.A.S) Bölüm:1 Empty
MesajKonu: Geri: SON PEYGAMBER HZ. MUHAMMED (S.A.S) Bölüm:1   SON PEYGAMBER HZ. MUHAMMED (S.A.S) Bölüm:1 EmptyÇarş. 2 Ara. 2009 - 15:50

Dua
Bu sırada yaptıkları duadan da Kur’an-ı Kerim’de şöyle bahsedilir:

Hani İbrâhim Beyt(ullâh)'ın temellerini İsmâil ile beraber yükseltirken (şöyle duâ etmişti:) "Ey Rabbimiz! Bizden (yaptığımızı) kabul buyur. Şüphesiz sen (bizi hakkıyla) işiten ve bilensin."
2/127
"Ey Rabbimiz! İkimizi de sana teslim olanlardan kıl; soyumuzdan da sana boyun eğen (müslüman) bir ümmet meydana getir; bize ibâdet yer (ve usûl)lerini göster, (kusurlarımızı affedip) tövbemizi kabul buyur. Çünkü sen, tövbeleri çokça kabul eden ve çok merhamet edensin."
2/128
"Ey Rabbimiz! Onlara içlerinden, senin âyetlerini kendilerine okuyacak, onlara Kitab'ı ve hikmeti1 öğretecek ve onları (şirkten ve kötülükten) arındıracak bir peygamber gönder. Şüphesiz sen, azîz ve hakîm (hüküm ve hikmet sâhibi)sin."
2/129

İbrahim (a.s)’ın bu duasının sonucunun Muhammed (a.s) olduğu Kur’an-ı Kerimdeki şu ayetten anlaşılmaktadır:
Nitekim (size nîmetimi tamamladığım gibi) içinizden, size âyetlerimizi okuyan, sizi tezkiye eden (şirkten, maddî ve mânevî kirlerden ve kötülüklerden temizleyen), size Kitab'ı ve hikmeti (ve O'nun hükümlerinin uygulamasını) öğreten ve bilmediklerinizi bildiren bir Rasûl gönderdik.1 [bkz. 3/164; 62/2]
2/151
Hz.Peygamber de bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır:
“Ben Atam İbrahim’in duası, İsa bin Meryem’in müjdesi ve annemin rüyasıyım ki, annem bana hamile iken rüyasında, Şam köşklerini kendisine aydınlatan bir nurun kendisinden çıktığını görmüştü. Zaten peygamber anneleri böyle rüyalar görürlerdi”
Ahmed bin Hanbel (Müsned)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
YILDIZIM
Admin
YILDIZIM


Mesaj Sayısı : 1718
Points : 4204
Kayıt tarihi : 03/09/09

SON PEYGAMBER HZ. MUHAMMED (S.A.S) Bölüm:1 Empty
MesajKonu: Geri: SON PEYGAMBER HZ. MUHAMMED (S.A.S) Bölüm:1   SON PEYGAMBER HZ. MUHAMMED (S.A.S) Bölüm:1 EmptyÇarş. 2 Ara. 2009 - 15:50

Hz.İSMAİL (A.S) ve SONRASI

Hz.İsmail (a.s)’ın Peygamberliği
Kitap'ta İsmâil'i de an. Çünkü o, sözüne sâdıktı ve (tarafımızdan) gönderilmiş bir Peygamber idi. [İsmâil'in kurban edilmesi hakkında bkz. 37/102-103]
19/54
O, ehline/kavmine namazı, zekâtı emrederdi. Rabbi katında da beğenilmişti.
19/55

Tarihte Hz.İsmail’in (a.s) hayatı ve peygamberlik çalışmaları hakkında ayrıntılı bilgi yoktur. Fakat peygamberlik vazifesini başarıyla tamamladığı, Kabe’nin bütün Arabistan’da merkezi bir yer olarak ortaya çıkmasından anlaşılıyor. Umre ve Hac için Arabistan’ın her yerinden insanlar buraya gelip toplanırlardı . Hac ile ilgili kurallar, İslam öncesi dönemde de, İslamiyet’in doğuşundan sonra da hemen hemen aynı kaldı. Hz.İsmail’in (a.s) peygamberliği son derece başarılı olmasaydı, Arap’ların 2500 yıl cehalet içinde yaşamalarına rağmen, dini uygulamaların Hz.Peygamberin (a.s) zamanına kadar,Arabistan’da devam etmesine imkan olmazdı. Her şeyden önemelisi, Hz.Peygamber (a.s) dönemine kadar Araplar arasında Allah (c.c) inancı devamlılığını sürdürdü. Arapların büyük çoğunluğu putlara tapsalar da, onların üzerinde bir Allah’a (c.c) inanmaya devam ettiler. Ayrıca Hz.Peygamber (as)’ın dünyaya gelişine kadar Arabistan’da, Hünefa olarak bilinen dini bir topluluk her zaman bulundu. Bunlar çeşitli kabilelerin içine dağılmış durumdaydılar. Şirke karşı çıkıyorlar ve İbrahim’in (a.s) dinini tatbik etmek istiyorlardı.

Hz.İsmail’den Sonra
Hz.İsmail (a.s) yaşadığı sürece Kabe’nin idaresi onun elinde kaldı. Vefatından sonra bu görevi oğlu Nabit üstlendi. Fakat Hz.İsmail’in (a.s) evlatları sayıca az ve maddi yönden de zayıftılar. Nabit’in vefatından sonra,Cürhümiler Kabe’nin idaresini ele aldılar ve asırlarca Mekke ve Kabe’nin tek hakimi oldular. Zamanla da yozlaştılar. Cürhümilerin cehalet ve sapıklığı had safhaya ulaşınca Mekke içindeki diğer kabileler onlar savaş açtılar ve Cürhümiler’i Mekke’den kovdular. Cürhümiler giderken Zemzem kuyusunu da kapattılar ve eski memleketleri olan Yemen’e yerleştiler. Mekke’nin yönetimi başka kabilelere geçti. MS.400 yıllarına gelindiğinde Kureryşliler, Kusay başkanlığında Mekke’ye hakim oldular. Böylece uzun bir aradan sonra Mekke’nin ve Kabe’nin yönetimi tekrar İsmail oğullarına geçmiş oldu. Kusay’dan sonra Hz.Peygamber(as)’a kadar soy kütüğü şu şekilde sıralanır:

Kusay

Abd-i Menaf

Haşim

Abdulmuttalib

Abdullah

Muhammed (as)

Haşim
Muhammed (a.s)’ın dedesi Abdülmuttalib’in babasıdır. Babasının vefaatından sonra Kureyş’in başkanlığı görevini O üzerine almıştı. Onun zamanına kadar Kureyşliler,ticaret için Mekke’nin sınırlarını pek aşmazlar ve darlık içinde yaşarlardı. Onları ilk defa Harem dışındaki ülkelere sefer yapmaya alıştıran, yaptığı anlaşmalarla güvenliklerini sağlayan Haşim oldu .

İnsanların en güzel yüzlülerindendi. Yüzlerinin güzelliğinden dolayı Haşim ve kardeşi Muttalib’e Bederan (iki dolunay) denirdi. Ticaret için Medine’ye (Yesrib) gittiği bir sırada Selma Hatunu gördü ve evlenme teklif etti. Selma Hatun evlenme teklifini, “doğumu baba evinde yapma” koşuluyla kabul etti.

Haşim, doğum zamanı yaklaştığında, şartı yerine getirmek için, Selma Hatun’u baba evi Medine’ye getirdi. Bir oğulları oldu ve adını Şeybe koydular. Haşim eşini ve oğlunu Medine’de bırakarak ticaret için Şam’a doğru yola çıktı fakat Gazze’ye ulaştığında hastalandı ve vefat etti.

Vefatından sonra Mekke’nin yönetimini, Haşim’in kardeşi Muttalib üzerine aldı. Selma Hatun ve oğlu Şeybe ise Medine’de kaldılar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
YILDIZIM
Admin
YILDIZIM


Mesaj Sayısı : 1718
Points : 4204
Kayıt tarihi : 03/09/09

SON PEYGAMBER HZ. MUHAMMED (S.A.S) Bölüm:1 Empty
MesajKonu: Geri: SON PEYGAMBER HZ. MUHAMMED (S.A.S) Bölüm:1   SON PEYGAMBER HZ. MUHAMMED (S.A.S) Bölüm:1 EmptyÇarş. 2 Ara. 2009 - 15:51

1: Kavga ve savaşlar yüzünden tam bir anarşinin hakim olduğu Arabistan yarımadasında, haram aylar adı verilen Recep, Zilkade ve Zilhicce ve Muharrem aylarında kan akıtılmaz, savaşlara ara verilirdi. Çünkü bu aylar umre ve hac ibadetlerinin yerine getirildiği aylardı. Haram aylar sayesine senenin üçte birinde huzur ve barış sağlanırdı
2: Kureyşliler, her tarafta saygıyla karşılanıyorlardı çünkü onlar Kabe’ye ve hacılara hizmet ediyorlardı. Ticaret kervanları nereden geçerse geçsin kendilerine her türlü kolaylık gösteriliyordu. Suriye, Mısır, İran, Irak, Yemen ve Habeşistan’a kadar uzanan ticari faaliyetler sayesine Mekke, kısa zamanda büyük bir ticaret merkezi haline geldi. Bu faaliyetler Mekke’ye sadece maddi zenginlik değil, aynı zamanda kültürel zenginlik de getirecektir. Kur’an-ı Kerim’de Kureyşlilere verilen bu nimetler kendilerine şu şekilde hatırlatılmaktadır:
Kureyş (kabîlesi, güvenliği sağlanıp sefere) alıştırıldığı (ve başkalarıyla uzlaştırıldığı) için;
106/1
Kış(ın Yemen) ve yaz(ın Şam) seferine (Allah'ın) kendilerini alıştırdığı (ve başkalarıyla uzlaştırdığı) için;
106/2
Şu Beyt'in (Kâbe'nin) Rabbine kulluk etsinler.
106/3
O (Rab) ki, onları (Kâbe hürmetine) açlıktan (kurtarıp) doyurmuş, hem de kendilerini korkudan güvene kavuşturmuştur. [bkz. 30/67]
106/4
(Allah'a şükrün gereği O'na îmandır; îman ise O'na teslîmiyettir.)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
YILDIZIM
Admin
YILDIZIM


Mesaj Sayısı : 1718
Points : 4204
Kayıt tarihi : 03/09/09

SON PEYGAMBER HZ. MUHAMMED (S.A.S) Bölüm:1 Empty
MesajKonu: Geri: SON PEYGAMBER HZ. MUHAMMED (S.A.S) Bölüm:1   SON PEYGAMBER HZ. MUHAMMED (S.A.S) Bölüm:1 EmptyÇarş. 2 Ara. 2009 - 15:51

DEDESİ ve BABASI

Abdulmuttalib (Şeybe) ve Abdullah
Mekkeli bir zat Medine’ye uğramıştı. Orada Şeybe’yi gördü. Mekke’ye dönüşünde amcası Muttalib’e yeğenini anlattı.
-Kardeşinin oğlu Şeybe’yi bir görseydin,içinizde yüz güzelliğini,heybet ve şerefi onda canlanmış görürdün...

Muttalib’in gönlüne yeğeninin sevgisi ve merakı düştü. “Ben ne diye onu ihmal ettim, onunla ilgilenmedim?!” diyerek,yeğenini getirmek için Medine’ye doğru yola çıktı. Annesi, önce razı olmadıysa da, Muttalib’in sözleri ve ısrarları üzerine Şeybe’nin, baba memleketi olan Mekke’ye dönmesini kabul etti.

Muttalib,günlerden bir gün, bir öğle vakti, yeğeni Şeybe ile birlikte Mekke’ye girdi. Muttalib’in yanında yeğenini gören Kureyşliler, “Yanındaki çocuk da kim ?” diye sormakta ve “Bu,Abdulmuttalib (Abdulmuttalib=Muttalib’in kölesi). Galiba Onu yeni satın almış!” demekteydiler.

Muttalib olup bitenleri Kureyşlilere anlattı ve yeğenini onlara tanıttı. Şeybe de babası ve amcası gibi insan güzeliydi. Kureyşliler onu gördükçe ilk gördükleri zamanı hatırlarlar ve “İşte bu Abdulmuttalib” derlerdi. Zaman içinde Abdulmuttalib ismi,Şeybe ismini bastırdı ve artık Abdulmuttalib olarak anılır oldu.

Bir süre sonra amcası,Abdulmuttalib’e :
- Ey kardeşimin oğlu! Sen babanın yerini almaya herkesten çok layıksın. Kalk ve Mekke’nin yönetimini eline al!
diyerek yönetimi yeğenine bıraktı. Yemen’e yaptığı sefer sırasında da vefaat etti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
YILDIZIM
Admin
YILDIZIM


Mesaj Sayısı : 1718
Points : 4204
Kayıt tarihi : 03/09/09

SON PEYGAMBER HZ. MUHAMMED (S.A.S) Bölüm:1 Empty
MesajKonu: Geri: SON PEYGAMBER HZ. MUHAMMED (S.A.S) Bölüm:1   SON PEYGAMBER HZ. MUHAMMED (S.A.S) Bölüm:1 EmptyÇarş. 2 Ara. 2009 - 15:51

Zem Zem
Abdulmuttalib, bir gece Kabe’nin yakınında uyurken düşünde biri geldi:
- Tatlı berraklığı kazıp çıkar!
- Tatlı berraklık nedir?
Fakat adam cevap vermeden dönüp gitti. Ertesi gece düşünde aynı adam tekrar geldi.
- Hayrı kaz!
- Hayır nedir?
diye sorduğunda cevap vermeden dönüp gitti. Üçüncü gece Abdulmuttalib yine aynı rüyayı gördü. Bu sefer adam,
- Saklanmış hazineleri kaz!
- Saklanmış hazineler nedir?
sorusuna yine cevap vermeden yok oldu. Dördüncü gece yine aynı adam geldi:
- Zemzem’i kaz! Sen onu kazarsan pişman olmazsın!
- Zemzem nedir?
- O, hiç kesilmez, dibine erilmez, bütün hacıların susuzluğunu giderecek bir sudur. O sana Ulu atanın mirasıdır!
Daha sonra Abdulmuttalib’e kazacağı yeri tarif etti.

Sabah olduğunda Abdulmuttalib kazmasını, küreğini ve oğlunu yanına alarak işaret edilen yeri kazmaya koyuldu. 3 günlük bir çalışmadan sonra kuyunun ağzını kapatan taşlara ulaştı. Kuyuyu gören Kureyşliler,
- Bu bizim babamız İsmail’ in (a.s)kuyusudur. Onda bizim de hakkımız vardır. Ona bizi de seninle ortak yap!
dediler. Abdulmuttalib buna yanaşmayınca da onu tehdit ettiler. Hatta içlerinden birisi
- Ey Abdulmuttalib, sen mi bize dikiliyor ve boyun eğmiyorsun? Sen kavmin içinde yalnız başına bir kimsesin! Tek oğlundan başka dayanacağın yok.
dedi. O sırada Abdulmuttalib 40 yaşlarındaydı ve Haşim’den başka oğlu yoktu. Bu sözler Abdulmuttalib’in ağırına gitti ve
- Sen demek, beni azlıkla ayıplıyorsun? Vallahi Allah bana on erkek çocuk verir ve onlar,beni koruyacak çağa erişirlerse onların içlerinden birisini Kabe’nin yanında kurban edeceğim.
sözleri ağzından döküldü. Tartışmalardan sonra Zemzem’in kontrolünün Haşimoğullarında kalması kabul edildi, çünkü hacılara su verme görevi de onların üzerindeydi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
YILDIZIM
Admin
YILDIZIM


Mesaj Sayısı : 1718
Points : 4204
Kayıt tarihi : 03/09/09

SON PEYGAMBER HZ. MUHAMMED (S.A.S) Bölüm:1 Empty
MesajKonu: Geri: SON PEYGAMBER HZ. MUHAMMED (S.A.S) Bölüm:1   SON PEYGAMBER HZ. MUHAMMED (S.A.S) Bölüm:1 EmptyÇarş. 2 Ara. 2009 - 15:52

Adak
Abdulmuttalib, Zemzem’i kazması sırasında 10 oğlu olursa bir tanesini Kabe’de kurban edeceğini vaad etmişti. O andı içtiğinde bunun gerçekleşme ihtimali kendisine çok uzak görünüyordu. Fakat yıllar geçti ve Abdulmuttalib’in 9 oğlu daha oldu ve hepsi de kendisini koruyacak çağa geldiği zaman rüyasında,
- Adağını yerine getir!
denildi. Bu sırada Abdulmuttalib 70 yaşlarına gelmişti. Hemen bir koç kesip fakirlere yedirdi. Tekrar rüyasında,
- Ondan daha büyüğünü kurban et!
uyarısını aldı. Abdulmuttalib de, hemen bir sığır kesti. Fakat rüyasında kendisine yine
- Ondan daha büyüğünü kurban et!
- Ondan daha büyüğü nedir?
diye sordu. Kendisine oğullarından birisini kurban etmeyi adadığı hatırlatıldı.

Abdulmuttalib oğullarını yanına topladı ve adağını anlatarak, bu adağın yerine getirilmesi için kendilerini itaate davet etti. Oğullarının hepsi de babalarına itaat ettiler. Kimin kurban edileceğine karar vermek için Kabe’nin içinde fal oklarına baş vurdular. Kur’a Abdullah’a çıktı.

Abdulmuttalib, Abdullah’ın elinden tuttu ve kurban edeceği yere götürdü. Fakat Abdullah’ın annesi ve Abdulmuttalib’in kızları ağlamaya başladılar. Bu sırada Kureyşlilerin bir çoğu da başlarında toplanmışlardı.
- Ey Abdulmuttalib! Sen ne yapmak istiyorsun ?
diye soruyorlardı. Abdulmuttalib, durumu anlattı fakat Kureyşliler bu duruma itiraz ettiler :
- Vallahi,Sen onu hiçbir zaman boğazlayamaz ve bu hususta mazur sayılmazsın. Çünkü sen,bu işi işleyecek olursan,bu,kavminin arasında adet edinilir. Artık herkes, oğlunu şuraya getirip boğazlamaktan geri durmaz. Buna devam edilince de sağ insan kalır mı?
Dayıları da,itiraz ettiler:
- Eğer onun fidyesi, mallarımızla olacaksa, fidyesini biz veririz.
Bu arada, o ana kadar konuşmayan Abdullah’ın kardeşleri de, Abdullah’ı kurtarmak için yalvarmaya başladılar. Herkes aynı şeyi söylüyordu, Abdulmuttalib de ikna olmak istiyordu fakat aklı şüphelerle duluydu. Sonunda bu durumda kefareti mümkün olup olmadığını sormak ve mümkünse nasıl olacağını öğrenmek için Yesrib’de yaşayan bir kahin kadına gitmeye karar verdiler.

Yesrib’e yaptıkları yolculuktan sonra kadını buldular ve durumu kadına anlattılar. Kadın kendilerinden süre istedi. Ertesi gün kadının yanına tekrar gittiler. Aralarında şu konuşma geçti:
- Bana haber geldi. Sizde kan bedeli nedir?
- 10 devedir.
- Memleketinize dönün ve kurban edeceğiniz adamı bir tarafa, on deveyi bir tarafa koyun ve kura çekin. Ok adamın aleyhine çıkarsa, 10 deve daha ekleyin ve tekrar kura çekin. Fal develere çıkıncaya kadar develeri artırın. Develeri kurban edip adamı salıverin.

Mekke’ye döndüler,Abdullah’ı ve develeri Kabe’nin avlusuna koydular. Okları çektiler ve oklar Abdullah’ın aleyhine çıktı. On deve daha eklediler fakat sonuç değişmedi. Her seferinde on deve ekleyerek develerin sayısını artırmaya devam ettiler, develerin sayısı yüzü buluncaya dek falın sonucu aynı çıktı. Sonunda fal develerin aleyhine döndü. Fakat Abdulmuttalib çok titiz bir insandı. Bu kadar büyük bir karara varmak için bir okun sonucunu yeterli görmedi. İki kez daha ok çekildi, her seferinde fal develerin aleyhine çıktı. Sonunda Abdulmuttalib kefaretin kabul edildiğinden emin oldu ve Abdullah’ın yerine 100 deve kurban edildi.

Hz.Peygamberin (a.s),gerek babası Abdullah’ın,gerek büyük atası İsmail (a.s)’ın kurban edilmek istenmesi hadisesine işaretle “Ben, iki kurbanlığın oğluyumdur!” dediği rivayet edilmiştir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
YILDIZIM
Admin
YILDIZIM


Mesaj Sayısı : 1718
Points : 4204
Kayıt tarihi : 03/09/09

SON PEYGAMBER HZ. MUHAMMED (S.A.S) Bölüm:1 Empty
MesajKonu: Geri: SON PEYGAMBER HZ. MUHAMMED (S.A.S) Bölüm:1   SON PEYGAMBER HZ. MUHAMMED (S.A.S) Bölüm:1 EmptyÇarş. 2 Ara. 2009 - 15:52

Evlilik
Kureyş erkeklerinin en güzel yüzlüsü olan Abdullah’tan, Amine’ye bahsedilip,”Onunla evlenir misin?” diye sorulduğunda, Amine evliliği kabul etti. Abdullah evlilikten kısa bir süre sonra ticaret kervanlarından biri ile Şam’a gitti. Dönüş yolunda hastalandı. Arkadaşları onu Medine’de bırakarak Mekke’ye döndüler. Durumu öğrenen Abdulmuttalib, büyük oğlu Haris’i kardeşini almak üzere Medine’ye gönderdi. Fakat Haris Mekke’ye vefat haberiyle döndü. Abdullah vefat ettiği sırada 25 yaşlarındaydı ve oğlu Muhammed (a.s) henüz doğmamıştı. Evlenme olayının meydana geldiği yıl 569 dur. Bunu takip eden yıl Fil yılı olarak bilinir ve birden fazla sebeple önem taşır
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
YILDIZIM
Admin
YILDIZIM


Mesaj Sayısı : 1718
Points : 4204
Kayıt tarihi : 03/09/09

SON PEYGAMBER HZ. MUHAMMED (S.A.S) Bölüm:1 Empty
MesajKonu: Geri: SON PEYGAMBER HZ. MUHAMMED (S.A.S) Bölüm:1   SON PEYGAMBER HZ. MUHAMMED (S.A.S) Bölüm:1 EmptyÇarş. 2 Ara. 2009 - 15:53

FİL YILI

Fil Yılı
Meydana gelen olağan üstü bir olaydan dolayı Araplar bu yıla Fil yılı adını vermişlerdi.O yıllarda Yemen’de Ebrehe adında Yemenli bir Hıristiyan yönetimi ele almıştı. Kabe çok uzak diyarlardan farklı dinlerdeki insanları,özellikle de Arapları toplayan dini bir ziyaret yeri durumundaydı. Ebrehe,Kabe’nin yerini alması için ihtişamlı bir katedral yaptırdı. Bunun özellikle Arapların ziyaret yeri halini almasını istiyordu. Fakat beklenilen gerçekleşmedi. Araplar katedralle ilgilenmedikleri gibi, Kabe’nin yerini alması fikrine de tepki gösterdiler. Sonunda Araplardan bir adam geceliğin gizlice gelip katedrali pisletti.

Ebrehe,bunu duyunca,Kabe’yi yerle bir etmeye and içti. Büyük bir ordu ile Mekke’ye doğru yola çıktı. Ordunun önünde olağan üstü büyüklükte bir fil bulunmaktaydı. Yolda bazı Arap kabileleri onları durdurmaya çalıştıysa da, Habeş ordusu hepsini yenerek Mekke önlerine kadar geldi.

Ebrehe, Mekke tepelerine atlı bir grup gönderdi. Atlılar,yolda ne buldularsa aldılar. Bunların arasında, Abdulmuttalib’in 200 devesi de vardı. Bu sırada Mekke’de savaş konseyi toplanmıştı. Toplantıda düşmana karşı koymanın bir anlamı olmadığına karar verildi. Abdulmuttalib, elçi olarak Ebrehe’nin yanına gitti. Ebrehe Abdulmuttalib’i gördüğünde, o denli etkilendi ki, selamlamak için ayağa kalktı ve onun yanına oturdu. Tercümana, Abdulmuttalib’in bir şey isteyip istemediğini öğrenmesini söyledi. Abdulmuttalib, askerlerin 200 devesini aldıklarını ve geri verilmesi gerektiğini söyledi. Ebrehe şaşırdı:
- Seni gördüğüm zaman çok hoşuma gitmiştin ama konuşunca gözümden düştün. Senin dinin ve atalarının dini olan yeri bırakıp da 200 deven hakkında benimle konuştun. Ben de Beyt’iniz hakkında benimle konuşacaksın sanmıştım.
- Ben develerin sahibiyim, Kabe’nin de bir sahibi vardır ve Onu koruyacak da odur.

Ebrehe develerin geri verilmesini emretti. Abdulmuttalib, Mekke’ye geri döndü ve Kureyşlilere şehrin üzerindeki tepelere çekilmelerini tavsiye etti. Kendisi de Kabe’ye giderek dua etti ve sonra da Kureyşliler ile birlikte Mekke’nin dışındaki tepelere çıktı.

Ertesi sabah Ebrehe şehrin üzerine yürümek için hazırlandı. Süslenen fil, ordunun en önüne geçirildi. Fakat fil olduğu yere çöktü. Onu kaldırmak için ellerinden geleni yaptılar ama fil Mekke’ye doğru yürümeye yanaşmıyordu. Bu bile aslında yeterli bir uyarıydı fakat Ebrehe Kabe’yi yıkmayı o kadar kafasına koymuştu ki, uyarıları göremez hale gelmişti. Eğer geri dönmüş olsalardı, belki büyük felaketten kurtulabilirlerdi ama geç kalmışlardı. Birden batı tarafında gök yüzü karardı. Gökyüzü kuşlarla doluydu. Askerlerin üzerine çullandılar ve taşlamaya başladılar. Kurtulanlar, kuşların uçuşunun kırlangıca benzediğini ve her kuşun bir ağzında ikisi ayaklarında olmak üzere,kuru fasulye büyüklüğünde üç çakıl taşı taşıdığını söylediler. Bu olaydan Kur’an’da da şöyle bahsedilir:

Görmedin mi nasıl yaptı Rabbin, (Kâbe'yi yıkmaya gelen) fil sâhiplerini (Ebrehe ve ordusunu)?
105/1
Onların kötü plânlarını boşa çıkarmadı mı?
105/2
Onların üzerine sürüler hâlinde kuşlar gönderdi,
105/3
(Bunlar) onlara pişkin sert çamurdan (dolu gibi) taşlar atıyor(lar)dı.
105/4

Derken (Allah) onları (Ebrehe ve ordusunu), yenmiş (delik deşik olmuş) ekin yaprağı gibi yapıverdi.
105/5

Bu sûre, insanları orada toplamak için San'a (Yemen)'de bir kilise yaptıran ve gururlu-zorba bir tavırla ve siyâsî üstünlüğüne güvenerek İslâm'ın kutsal bir sembolü olan Kâbe'yi yıkmaya niyetlenen Habeşistan vâlisi Ebrehe ve ordusunun hâlini konu edinmiştir.
(Burada, Ebrehe benzeri kimselerin otorite güç ve servetine güvenerek, İslâm'ın kutsal değerlerine saldırma veya anlarda mücâdele etme plânları hazırlamalarına karşı, bütün zamanlara yönelik, mühim bir uyarı vardır.)

O günden sonra Araplar Kureyşlilere “Tanrının halkı” adını verdiler ve daha çok saygı göstermeye başladılar. Çünkü Allah onların dualarını kabul etmiş ve Kabe’yi yıkılmaktan korumuştu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
SON PEYGAMBER HZ. MUHAMMED (S.A.S) Bölüm:1
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» SON PEYGAMBER HZ. MUHAMMED (S.A.S) Bölüm:2
» SON PEYGAMBER HZ. MUHAMMED (S.A.S) Bölüm:2 \2
» MUHAMMED ALEYHİSSELÂM (Son Peygamber )
» CAN MUHAMMED
» HZ.MUHAMMED (S.A.V) KİMDİR?

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Akabe Forum Radyo :: (¯`·.(¯`·.____ HZ.PEYGAMBER EFENDİMİZ ____.·´¯).·´¯) :: Peygamber Efendimiz (S.A.V)-
Buraya geçin: