SeyyaH Admin
Mesaj Sayısı : 1117 Points : 2499 Kayıt tarihi : 20/08/09 Nerden : İstanbuL
| Konu: Gizli dini nikah yaptırmak doğru olur mu? Ptsi 14 Eyl. 2009 - 13:38 | |
| Zaman zaman kapıldığı öfkelerle pişman olacağı şeyler yapan bir adam Efendimize gelerek sormuştu: – Beni Cennete götürecek bir iş haber ver ki onu yapayım da Cennete gideyim! Efendimizin cevabı çok kısa ve net oldu.: – Öfkeni yen, öfkene uyma, sana yeter! Evet, öfke basite alınacak bir hal değildir. Nitekim öfkesini yenemeyen adam, tetiğe basar; bir insanı gözünü kırpmadan öldürüverir. Bundan sonrası ise ömür boyu pişmanlıktır. Öfkenin bu türlü sonucundan dolayıdır ki Efendimiz sık sık ikazlarda bulunur: – Öfkene uyma, öfkeni yen, öfkeni yut, öfkeye götüren tahrikten uzak dur, şayet cennete götürecek bir amel sahibi olmak istiyorsan!. diyerek çevresine uyarılarda bulunmuştur. Sonucu mutlaka pişmanlık olan öfke konusunda bilinmesi gereken en mühim nokta, öfkenin tek çeşit olmamasıdır. Bazıları öfkeyi sadece sinirsel bir şiddetten ibaret zannederler. Halbuki öfkenin bir de cinsel tahrik sonucu duyulanı vardır ki, bu türlü cinsel öfke, tetiği çekip de gözünü kırpmadan adam öldürten sinirsel öfkeden daha korkunç sonuçludur. Hatta cinsel öfkenin sinirsel öfkeden çok daha korkunç sonuçlar vereceğinden dolayıdır ki Efendimiz bu öfkeye sebep olacak tahrikçi görüntü ve çevrelerden uzak durmayı, mahremiyet sınırlarını aşmamayı, taşmamayı tenbih buyurmuş, bu konudaki ikazlarından birinde de şöyle çarpıcı bir uyarıda bulunmuştur: – Cinsel duyguları ayaklanan insan, aklının ya tümünü ya da üçte ikisini yitirmiş insan gibidir. Yani her türlü riski göze alacak hale gelir, cinsel duyguları kabarıp isyana yönelen insan Evet tek ve tenha yerlerde iki yabancının göz göze, yüz yüze gelmesi, cinsel öfkenin yavaş yavaş kabarmasına zemin teşkil etmesi demektir. Önce masumca sohbetler, sonra el tutuşup tokalaşmalar, derken bir zaman gelir ki cinsel öfkenin kabarmış dalgaları tarafları sürükleyip götürmeye başlar. Olmayacak şeyleri olur hale getirmeye bile yönelirler. Tıpkı telefondaki kızcağızın çare arayışları gibi. Bir kızcağız telefonun öbür ucundan soruyordu: – Okuldaki arkadaşımla gizli dini nikah yapmak istiyoruz, ne dersiniz?. Tepkili cevabım sert oldu herhalde. – Ben, dedim, intiharın her türlüsüne karşıyım. Hayatının baharında bir genç kızın ailesinden habersiz gizli nikahla hayatını baştan riske sokması, büyük ihtimalle bir intihar gibidir. Erkek için aynı derecede olmasa da kız için sonuç bundan başkası değildir. – Çaresi yok mu bunun? diye üsteledi kızcağız. – Var, dedim. Hem de çok kolay. Heyecanlandı: – Lütfen onu söyleyin hemen. – Resmi nikahla evlenmek. Böylece kendini ve aileni büyük bir yıkıma uğramaktan kurtarmak. – Ama şu anda buna imkan yoktur. Ne ailem buna razı olur, ne de bizim okul ve yaş durumumuz buna müsaittir. – Demek hem yaş, hem okul, hem de aile durumu müsait olmadığı halde, siz yine de gizlice dini nikahla evlenmeye cesaret edebiliyorsunuz. Bu acelenin sebebi ne ola ki? – Uzun zamandır birlikte arkadaşlık etmekteyiz. Birbirimize çok alıştık. Önümüzdeki bu manileri düşünemez hale geldik sanki. Dini nikah yaptırmayı göze alıyoruz artık. Evet cinsel öfkeye girecek kadar mahremiyet sınırlarını aşıp da yabancıyla yüz yüze göz göze yaşamaktan kaçınmamak, işte böyle sonucu düşünemez hale getirir tarafları. Ömür boyu pişmanlık duyacakları hatayı göze aldırır. Sadece kendilerini değil ailelerini de perişan hale sokarlar. Kaldı ki, Şafiiye göre, velinin izni olmadan dini nikah yapılamaz. Hanefi’de de, taraflar denk değilse velinin itiraz edip ayırma hakkı vardır Bunlardan başka resmi nikahtan önce dini nikah yapmak da kanunen yasaktır artık. Ama bütün bu engelleri cinsel öfkeye kapılanlar düşünemezler ki! Kızcağızın eline evlilik belgesi gibi hiçbir şey geçmez. Evliliğini ispat edip de hak talebinde bulunma imkanı mümkün olmaz. Bütünüyle boşta kalır kızcağız sadece dinî nikahla kalırsa. Ama bu engelleri cinsel öfkeye kapılanlar düşünemezler ki! Onlar, sinirsel öfkeye kapılanların tetiği çekip de bir adamı gözünü kırpmadan öldürdüğü gibi tetiği çeker, hedefini vurur. Sonra da ömür boyu pişmanlık duyup feryat eder, ama bunun hiçbir faydası olmaz. Çünkü kurşun namludan çıkmış, hedefini vurup cansız yere sermiştir artık. En iyisi, bu tamiri mümkün olmayacak tahribin sonucunu baştan düşünmek. Dönülmesi imkansız yola baştan girmemek. Tek kelimeyle cinsel öfkeye maruz bırakacak görüntülerden, çevrelerden, yakınlaşmalardan, bakışlardan uzak durmak. Tek kelimeyle kendini korumaya almak. Yani sahibini akılsız insan haline getiren böylesine kötü sonuçlu öfkenin alevleri arasına kendini atmamak! Ahmet Şahin | |
|